15 Mayıs 2008

"Var mı tırnağın kaşınasın?"

Kendime kocaman bir kahve yaptım bu akşam günlerden sonra ilk defa, bol baileys de koydum içine demleniyorum aylardır süt yapsın diye içilen Stiltea adlı çaya inat ... artık sütlerim de azaldı bu gidişle kesilir belki, kızlar mamaya alıştı alışalı pek yüz vermiyorlar , şu 6.aylarını da doldursalardı çok iyi olacaktı ya olmayacak böyle giderse neyse, bu kadarına da şükür...

Saat gecenin 1’i neredeyse ama evdeki işleri ancak toparlayabildim de oturabildim sonunda , kızlar uyumadan hiçbir şey yapmak mümkün olamadığından gece yapabiliyorum çamaşır ütü vss.işlerini , çok da yorgunum aslında oldukça da sinirli, çünkü az evvel ev işlerine yardımcı kadın vize izni için gittiği memleketinden arayıp, gideceğini bildirdi, yarım yamalak Türkçe’siyle başka bir işe geçeceğini anlattı daha doğrusu tam olarak anlatmadı da, haber verdi detayları gelince anlatacakmış hanımefendi...

sinirden çıldırmış bir halde, “sen bilirsin ama gitme sebebini öğrenmeden şuradan şuraya gidemezsin “deyip kapattım...

Zaten ne denebilir ki, başka? “ sorun nedir diye sorduğumda “siz değilsiniz, sizi seviyorum para da değil” dedi başka bir iş yapacakmış. Ne iş yapacaksa 3 kelime Türkçesiyle anlamadım kesin para yüzünden ama rakam da telaffuz etmiyor yani “kaç paralık bir iş bu yeni bulduğun” diye sordum cevap yok..
zıkkımın peki
tam da herşey yoluna girdi derken...

Sinirim onun gidiyor olmasından çok, tekrar yeni birini bulup ona ev işlerini ve bir sürü detayı sil baştan öğretmek zorunda kalışımdan ve bunu birde iki bebekle birlikte halletmeliyim, zaten bu ara kızların dişleri çıkma çabasında olduğundan, pek bir huzursuz ve uykusuz günler geceler geçiriyoruz dolayısıyla uykusuzum ve tabii ki yorgun, annem bende olmasına rağmen bu kadar yoruluyorum yarın o gidince nasıl üstesinden gelinecek bu işlerin bilmiyorum düşünmek de istemiyorum, karabasanlar çöküyor üzerime sinirleniyorum nankör Manana...

memleketine giderken bir tek kol çantasını alıp gitti de “kışlıkları götürmeyecek misin” diye sorduğumda “nasılsa Kış gelince de burada olucam” diye cevap vermişti , herşey yolundaydı gitmeyecekti kızları da çok seviyordu,ev işlerini de bayağı öğrenmişti, meğer Kış gelince nasılsa burada olacağı yer bizim ev değilmiş...

Biliyordum bir gün bu günün geleceğini çünkü tüm çocuklu arkadaşlarımın ne yazık ki, en çok yaşadıkları sorundur bakıcı konusu , hatta benim kız yine insaflı davranıp haber veriyor , haber vermeden sırra kadem basanlarda olmuştu arkadaşların tecrübelerinden bildiğim ama bizim Manana pek bir yer etmişti ya da, ben öyle zannettim ne bileyim? birkaç yıl kalacak gibiydi sanki ve hiç Türkçe bilmiyordu geldiğinde şimdi biraz biraz konuşmaya da başlamıştı...hoş, tek bilmediği Türkçe olsa amenna bulaşık makinasını dahi kullanmayı öğretmiştim ben ona ve daha birçok şeyi...ve kendi memleketlerinde belki bulaşık mk.filan yoktur diye empati kurup, yaptığı tüm salaklıkları kırdığı,döktüğü birçok şeyi de gözardı ederek...

Hep böyle mi olacak peki? Al öğret tüm ev işlerini, Türkçeyi arada bir güven oluşsun diye uğraş ve tam herşey yoluna girmeye başlayınca başka bir iş bulup gitsinler...öyle zor geliyor ki yeni birisiyle uğraşmak anlatamam ve zaten benim için hiç tanımadığım birisiyle aynı evde yaşamak tam bir işkenceyken bir de bu değişimler hiç hoş değil...

Ben tüm gün böyle ah vahh diye düşünüp sızlanırken, annem güne damgasını vuran sözü etti ve koparttı beni, rahmetli babaannemin sözlerinden birisiydi yine “dur g..tüm yer ediyim , bak sana neler ediyim “ diye

Biraz edepsizce belki ama ne doğru bir söz değil mi? Böyle o kadar çok lafı vardı ki rahmetlinin annem bazen hatırlayıp söyler hatta bende bazılarını sıkça kullanırım da, arkadaşlarım dalga geçerdi, “nereden buluyorsun bu antika sözleri” diye bir tane daha çıktı ortaya, repertuarımıza yeni bir lakırtı daha eklemiş olduk ve en önemlisi beni gülümsetti birazcık olsun, belki de böylesi daha hayırlıdır , kimbilir belki de daha iyi birisini bulucam diye de düşündürttü hem de...

“Var mı tırnağın kaşınasın” derdi birde rahmetli, kendi işini en iyi kendin görebilirsin, sen halledebiliyordan ne ala başkalarına güvenme ve yine ne kadar doğru işte böyle millete güvenince her an yarı yolda kalabilmek mümkün...

Umarım en kısa sürede bir çözüm bulabilirim yoksa halim duman... :(

3 yorum:

DİDEM ÖZCAN dedi ki...

Sirdela'mmm,

Baileys ve kahve ikilisine ben de bayılırım:))
Yardımcı sıkıntısı gerçekten çok zor, ama hazır kuvvet olarak buradayım, bilesin:)) Pandispanyamı, şeker hamurumu toplar gelirim, hem belki kaymaklılar da bana yardım ederler:))

Kurabiyelerini kocaman öpüyorum, sımsıcak sevgiler.....

Emelin Mutfagi 01(Emel Ceyhun SABIR) dedi ki...

esincim cok uzuldum canım ..3 kurus fazlaya bırakıp giderler bunlar..daha iyisini bulman icin dua ediyorum, ikizlerimiz oldugu yetmez gibi bir de terkedip giderler, sevgiler, emel

Unknown dedi ki...

Pastacırapunselim,

gel valla güzelim, pandispanyanı, hamurlarını kap gel zaten ben şu pasta işini de, çok öğrenmek istiyordum (her işi hallettim de bir pasta yapmam kusur kaldı:) hem belki şöyle bol çamfıstıklı bir pasta da yaparsın gelmişken:)

emelciğim,
bugün sözde yeni biri başladı ama gün boyunca kocasıyla telefonda kavga ediyor olması sebebiyle pek bir iş yapmışlığı yok dolayısıyla hiççç kalıcı gözükmüyor ve hiççç içime sinmedi...

ayyyyy kendimi klonlamak istiyorum...

sevgiler...