15 Mayıs 2008

Annemin günü...




Uzun zamandir devam eden alkol diyeti sona erdi nihayet ,birkaç gecedir içiyorum. içiyorum derken oyle her gece şişenin dibini gören bir durum yok haliyle ama canım sıkkınsa ve yorgunsam şöyle azıcık bir şeyler iyi gelir, evvelden birkaç dubleydi bunun anlamı , hele Cuma-Cumartesi akşamları olunca, ya dışarda arkadaşlarla ya evde bir başıma, bir şeyler içmeden bitmezdi haftasonu geceleri... zaten hepi topu 2 gece idareli kullanmak lazım, Pazar gelince karabasanlar çökmeye başlar oldum olası, evvelden okula gidiş öncesi hazırlıklarının, ödev tamamlamalarının filan son günüydü sevmezdim, büyüdüm işe gitmeden evvelki gün oldu yine sevemedim şu Pazar günlerini o yüzden belki de, pek bir paldır küldür geçer ve hiç birşey anlamam varlığından, keyifsiz bir gündür Pazar benim nezdimde senenin sadece tek bir pazarı olan Anneler günü Pazarı dışında ...Annemin günü...

Aslında kutlama günlerini de sevmem ben, kendi yaşgünüm de buna dahil , evlilik yıldönümüm de... her ne kadar kocişin başına musallat olup, günler öncesinden hatırlatmaya başlasam da, olayın keyfi bu dalga geçmelerdir benim için, ötesi çok da şart değil ve hatta kazara unutsa da canına okusam filan daha çok eğlenirim ...

Sadece dostlarımın özel günlerini atlamadan kutlamaya çalışırım , bir de kızkardeşim takıktır yaşgününü unutursan , hiç yaşama zaten yaşasan da, kalan ömründe burnundan fitil fitil getirecektir bayramlık ağzını açarak,
“biliyorsun benim için çok özeldi” diye...
anlamam neden özeldir? doğmuşsun işte iyi güzel de eeeeee ama ne zaman bu sözleri ard arda sıralasam kıyamet kopar , o yüzden artık kimse kimsenin dalına basmadan yaşamayı öğrendi ben unutmuyorum, o da avının bir anlık gafletini yakalayan kaplan gibi saldıramıyor uzlaştık bir şekil, kırk tane alarm kurup, elli yere hatırlatma mesajı yazıyorum bu sebeple hanımefendinin yaşgünü unutulmasın diye...

Oldum olası kutlamak isteyip de, kutlayamadığım tek gün ise anneler günüdür hayatımda, her sene bu gün geldiğinde ki, Pazar günü olması sebebiyle mevcut sevimsizliğiyle baş köşedede olmasına rağmen elimden geldiğince bir şeyler yaparım da, yine de bir türlü hakkını vererek kutlayamadığımı düşünürüm , ne aldığım hediyeler yeterli gelir , ne de söylenen sözler ...

Ve bunca zamandır her ne hediye almış olursam olayım en çok hoşuma giden, anneme onu ne kadar çok sevdiğimi söylemektir sadece, yani senenin diğer günleri de kurulan bu “seni çok seviyorum” cümlesi anneler günü’nde daha bir anlamlı olur sanki ve canım Annem her seferinde dönüp “benim kadar sevemezsin” diye cevap verir yıllardır ...

Şu ana dek bunun anlamını tam bilememiştim ama bu Pazar ilk anneler günümde anladım ve ne güzel bir tesadüftür ki, bu sene annem benimleydi eşim de bizi kahvaltıya götürdü, ne yazık ki, herhangi bir hediye alabilme şansım da olamadı sonraya erteledim hediyesini ama , onu kocaman öperken, “seni çok seviyorum güzel annem” dedim ve annem de yine o kocaman gülümsemesiyle dönüp, “benim kadar sevemezsin” dedi...

Ve ilk defa bu sözün anlamını hissettim en derinden, çünkü benim de dünyalar güzeli iki meleğim var artık ve umarım nice yıllar birlikte çok sağlıklı ve mutlu olur, nice anneler günü kutlarız, umarım beni en az benim annemi sevdiğim kadar severler ama, artık çok iyi biliyorum ki, onları kimse benim kadar sevemeyecek ...





Hiç yorum yok: