16 Ekim 2007

Dombili dombili...

Dün doktor kontrolümüz vardı.
Geçen haftalarda yaptırdığımız testlerin sonuçlarını konuşup, bebişlerin durumuna baktık... Çok şükür şeker testinden geçtik ama, yine de yediklerimize biraz dikkat etmemiz gerekiyormuş çünkü bundan sonra benim veya bebeklerin alacağı fazla kilolar karın içi basıncı arttıracağından erken doğum riskimiz de artıyormuş:(

Bu yüzden şekeri ve hamur işi gibi şeyleri yemek listemizden çıkartmamız gerekiyor daha çok meyve ve bol su içerek ve dengeli beslenerek şu kalan süreyi zamanında doldurmayı başarırız umarım...

Ve bir de kan uyuşmazlığımız olduğundan, bir iğne yaptırdık bu da önemli birşey çünkü, benim kan grubum 0 RH(-) babaları pozitif o yüzden başından beri bu konu da takip ediliyor... İlk iğnemizi amniyosentez zamanında yaptırmıştık bu 2.si oldu...

Ben evde olmaktan ayaklarımı uzatıp oturmayı, hatta bir iki dolanıp ufak tefek işleri toparlamayı anlamışım kendimce...çok büyük bir yanılgı içersindeymişim meğerse göbeğimde bir saatli bombayla dolaşıyormuşum da, haberim yokmuş:(
hep yatmam gerekiyormuş oturmam değil , hatta dolaşmam hiççç değil..ayaklarımı uzatıp oturmam da bir derece işe yarıyormuş ama esası yatmakmış...

bu yüzden kendimi acayip suçlu hissettim :( ve bugünden tezi yok kalan işlerin topunu oldukları yerde bırakıp yatacağım:( hoş öyle çok da dolanmadım ama evdeki çekmeceydi, dolap içiydi gibi detayları da toparlıyım bari doğum yapmadan derdindeydim... tamamen yatma işi benim gibi hiperaktif insan kısmısına bir işkence ama, bebişler erken doğarsa ne tip arızalar olabileceğini şöyle bir anlatınca doktor, kendimi koltuğa çivilemem gerekse de yatacağım sözzzz....

Kızlardan biri olması gerekenden 10 gün önde diğeri de 4 gün ve kiloları da öyle şu an 28+4 üz yani bu haftayı da bitirince 7.ayımız bitiyor 8'e giriyoruz...

Muayene sonrası doktorumuz "3 hafta sonraki muayenede görüşürüz" dedi...evet lütfen 3 hafta sonra görüşelim doktorcum...

Şimdi uslu uslu yatıp, olabildiğince sağlıklı beslenip, dombili hanımları zamanından önce gelmemeleri konusunda ikna etme çabasındayım...

Şöyle sürükleyici bir kitap okuyasım var ama, ne okusam bilemedim neyse buluruz bişiler artık hadi bana müsaade dombilileri yatırmaya gidiyorum...

7 Ekim 2007

1 de hatırrr, 2 de hatırrrr, 3.cü de vur yere yatırrr...

Bu hafta doktor raporumuz sebebiyle evde geçti, sıkıldık ama evde olmaya alışmamız gerekiyor çünkü ikizanneleri@yahoo grubuna üye olduğumdan beri, anlamış bulunuyorum ki, ikiz gebeliklerin daha doğrusu çoğul gebeliklerin bir çoğu erken doğum riski taşıyor ve bu yüzden evde istirahat 26.haftadan sonra genelde uygulanan bir yöntem...

Hayatımın bundan sonrasında olacak değişikleri planlamaya ve sindirmeye çalışıyorum bir yandan da ve işten güçten ayrı olmak da, bunları daha detaylı düşünmeme sebep oldu sanırım....

keyif aldım mı? hayırrrr yani kızların doğuşu ve hayatımıza katacakları güzellikler malum ve onlarla ilgi hiçbir derdim yok tam tersi, evdeki varlıklarını düşünmek çok hoşuma gidiyor olası tüm zorluklarına rağmen, yani başlangıçta yaşanacak alışma sürecinden bahsediyorum bunlar endişelerimin en küçüğü,
keşke, herşeylerine tek başına yetebilsem ama biliyorum ki, imkansız...

Onlara benden ve babasından başka bakacak kimse olmayacağından ve bir süre sonra işe başlamam gerektiğinden, eve almak zorunda olduğumuz yatılı insan, şu anki tüm karın ağrılarımın oluşma sebebi...

benim gibi, koyu bir Yengeç burcu insanına hayat tarafından atılacak en büyük kazık...

Akrep doğmak varmış anasını satıyım bak kocişe, adamın yaşam alanı huzur bulduğu her köşe olabilir, kitabı ya da bilgisayarı olsun yeter, kendi yörüngesinde dönmeye başlar hemen ve öyle anlarda sıkıysa git de rahatsız et tehditkar olduğundan değil, öyle umursamazdır ki, bu ilgisizlik cidden yıpratıcı olacağından yanına uğramamak en iyisidir...

benim gibi kımıl zararlısı değil yani ...

sevdiklerim dışında evimde insan görmeye tahammülüm yoktur benim , böyle ciddi bir arızam var elbette insanlar gelsin gitsin oturup sohbet edelim, Tiremisu'nun ya da kısırın en kralını servis yapıyım hiç sorun değil ama, konu evde uzun süre yatılı kalmaya gelince, sapıtıyorum çünkü, birkaç gece dışındaki konaklamalar en sevdiklerim dahi olsa, beni sıkar bir süre sonra ve beni iyi tanıyanlar bana habersiz gelinmeyeceğini de ve bu surprizden çoğu zaman hiç hoşlanmayacağımı da, çok iyi bilirler...

kendim davet ettiysem veya planlı bir toplanma söz konusuysa onlarla yaşayacağım her andan hepimiz adına maksimum keyfin yaşanması garantidir ama,
öyle "geçiyorduk uğradık" tarzı yaklaşımlar bünyeye ters gelir çoğu zaman ve şimdi zaten arızalı olan bu ters bünyeye, çok ters bir durum söz konusu hiiiiççç tanımadığı bir üçüncü kişiyle yaşamak mecburiyeti:( yatılı yardımcı insan

etrafımdaki birçok insan bunun aslında çok büyük bir kolaylık ve çocuğu olan insanlar için aslında bir süreliğine gerçekten ciddi bir gereklilik olduğunu savunsa da, onun evdeki varlığı, düzenin ister istemez değişeceği tüm o yaşam detaylarını düşününce cidden sıyırıyorum antenleri...olayın maddi boyutunu da geçtim...

tüm bu salak sorunlara olan sanal takışlarım yetmezmiş gibi bir de, Perşembe günü eve temizliğe yardıma gelen kadın tarafından zıvanadan çıkartılınca cidden koptum...

biz Kevebek'le oturmuş Eylül'ün gelip bizi alıp İkea'ya götürmesini beklerken ve kızlar sırf benim aklımdaki işleri hafifletmek adına, işten güçten izin alıp bu programı organize etmişlerken, sözde hayatımın temizlik sorununu çözmek için yardımcı olmak üzere bir de, üzerine para vererek (para vermek bişiy değil kendim kuş kadar zam alırken, hatunun talep ettiği zam şaka gibi ona da taktım)tabi gelen insanın yarattığı saçmalık beni patlattı, cidden hani bir an sol gözüm seğirmeye başladı ki, çok tehlikeli bir hale dönüşebiliyorum öyle anlarda...

kız kardeşini davet etmiş canım, bir sorun yok aslında kardeşi kızıyla yakınlardaymış bize de, uğramışlar niyeyse evde çay partini var ve benim haberim mi? yok, kaldı ki bu konuda daha evvel kayınvalidesini bir davetini duyduğumda ve nedenini sorduğumda "abla ütüye yardıma geldiydi" cevabını alıp çıldırma emareleri geçirip, "bu eve benden habersiz kara fatma bile girmeyecek kızım" dememe rağmen, aile eşrafının bu olağan ziyaretleri bitmemiş meğer...

ama bitti haliyle, tabi o benim evde olacağımı tahmin etmeden yaptı bu zalaklığı da, benim gözümün dönünce, kendi kendime bile aynaya bakmaktan ne denli korktuğumu o da anlamıştır diye umud ediyorum.

insan formatımı kaybedip, canavar halime bürünmeden mecburen ona bir kez daha anlatmak zorunda kaldım bu dumur durumu asla istemediğimi çünkü , yeni birisini bulup yetiştirmek de ayrı dert ve etrafta çok daha beterleri var ne yazık ki, umarım beni anlamayı başarmıştır ,aksi takdirde bu hayatıma yardımcı olsunlar diye kattığım ve aslında hiç de bayılmadığım insan tayfasıyla olan dumur durumlarımızın sonu hayır olur inşallah...

rahmetli babaannemin dediği bir laf vardır pek severim
"1 de hatırrrrrr, 2 de hatırrrrrr, 3. cü de vur yere yatırrrrrrrrr" diye

eehh damarlarımda onun kanından fazlasıyla dolaştığı ve geçmişte tepemin tasını attırıp, vurup yere yatırdıklarımı düşününce, şu gebe halimle ister istemez endişeleniyorum, çünkü artık anne oluyorum eskisi kadar tek başımdan sorumlu değilim...kontrolümü kaybetmeden bu kadın kısmısıyla halleşmenin bir yolunu bulmam lazım...


zaten nedense şu 1-2 gündür o olaydan beri feci sinirliyim, her ne kadar canım dostlarım Kivi ve Eylül "amannnnn bırak alt tarafı kızkardeşini çağırmış, millet neler anlatıyor, ya başka birini çağırsaydı diye beni güldürmeye çalıştılarsa da, geçmedi bir türlü sinirim, yatılı kadınla olan hayatı düşünürken üstüne bu mevzuu geldi diye mi? nedir bilemiyorum frekansım bozuldu...

haaa bir de, sözde yağmur yağacaktı hem de şakır şakır sağanak yağış diyordu ama, hala yağmıyor:( her gün deli gibi hava durumu sitelerini gezmeye başladım.
çünkü , biz Yengeç insanına atacağınız ikinci en büyük hayat kazığı da, onları susuz bırakmaktır ...

Ekim ayındayız yahuuuuuuuuuuu
ben artık üşümek istiyorum yaaaaa, valla çok ciddiyim üşüyüp üstüme birşeyler giymek, kaloriferi yakmak , bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru seyretmek, hatta çıkıp yağmur altında donuma kadar ıslanmak, lapa lapa yağan karın altında dolaşıp üzerime düşen kar tanelerinin şekillerine bakıp gülümsemek istiyorum ...


kafayı mı yedim? evet frekansım bozuldu ya, başka kanallardan yayın yapıyorum düzelirim yakında...

umarım...

ama önce yağmur yağsın şakır şakır hemde...

1 Ekim 2007

Evde ilk gün...

Bugün evdeki ilk günümüz doktor 10 gün rapor verdi evde istirahat edecekmişiz, öyle sokak sokak dolaşmak da yokmuş, oysa o kadar işim var ki ama,
"git hallet" dese de, zaten iki adım atınca tıknefes beygirler gibi tıkanıp kalıyorum:)

çok ağırlaştık biz artık zaten geçen ay fazla kilo almışız diye fırça da yedik ya, o yüzden bari evdeyken adam gibi beslenelim dedim...

sabah bol domates,salatalık ve 2 dilim kepek ekmeği ve peynirle başladık arada meyve tükettik sıkıntıdan Armut yedim birsürü...

yalnız ilginçtir, bugün kabızlık problemi yaşamıyorum , ya armut yüzünden ya da evdeyken daha rahatım ondan...

tüm hamile arkadaşlarıma öneriyim bari armut yesinler bana kimse söylememişti valla:)

ellerimiz ve ayaklarımız da, şişmedi bugün ki, çok fazla yukarıya da kaldırmadık, biz plaza insanları o yüksek yüksek tepelere kurdukları ofislerde basınç sorunları yüzünden şişiyoruz belki de, günde hiç olmadı 2-3 defa inip çıktığım 20 küsur kat olmayınca rahatladım sanki bak birazcık...

ama sıkıldık tabi, ofisten arkadaşlar face book'a üye yaptılar çok lazımmış gibi şöyle bir dolaşıp ondan da sıkıldık...ofisteki harala güreleye alışınca günü geçirmek zor oluyor ama bulacağız birşeyler...

Mini ve Nosi artık iyice hareketlendi , özellikle ayaklarımı sandalyeye kaldırıp, rahat oturuyorsam başlıyorlar tekmeler savurmaya ve bugün alt tarafta olan öyle sıkı bir tekme patlattı ki, gözümden yaş geldi resmen...

çektim kenara konuştum , zaten 2-3 gündür idrar yollarımla yakın ilişkide olduğu yetmezmiş gibi bir de, bu sağlam tekmeler nereye kadar dedim:)

hayır benim ağrı eşiğim yüksektir yani ona rağmen hissettirdi velet :)

ama olsun herşeye rağmen keyifli bu hareketli halleri, kasları gelişiyormuş esniyorlarmış filan öyle yazıyor sitelerde:)

sonra bebiş sitelerini gezip, ana kucağı ve puset vs.. baktık kızlarla sohbet ederek, artık beni duyuyorlarmış ya bütün gün vır vır konuşuyorum doğar doğmaz konuşmaya başlarlarsa hiç şaşırmayacağım:)

amma pahalı yahu bir de biz 2 tane alacağız hepsinden, ikizler için olanları kimse tavsiye etmiyor ve zaten tek başına ikisiyle başetmem zor olacağından, iki ayrı puset ve ana kucağı çok daha mantıklı geldi ama hangi markanın nesinden almalı bilemedim bakalım araştıralım birazcık...ikizanneleriyiz yahoo grubuna üye oldum çok faydalı bilgiler veriyorlar bir de oradaki arkadaşlara soralım...

şimdi kalkıp, yeşil mercimek pişireceğiz ve yanına da az biraz arpa şehriyeli pilav yapalım anne usulü, canımız çekti ama, yeşil mercimek bulana dek de öldük bugün.... Şok da yok, Migrosta da yok Mopaş ta bulunabildi, kıtlık mı var yeşil mercimek konusunda anlamadım ya neyse...

bunu böyle yazdım ama, başka canı çeken ve pişiremeyen olursa söylesin ben pişiririm valla gelip alırsınız artık ilk servisler bizden:) zaten şu evde olduğum günlerde ev yemeği konusuna mı girsem diyorum, hani sabahtan kalkıp yapıyım bişiler duyurayım eşe dosta sonra birkaç tane de sefertası alalım, maliyetinden satış hem ziyaret, hem ticaret...:)

para kazanmam lazım ya, zihni sinir projeler üretiyorum abuk subuk aldırmayın...

doktorum duyarsa, o mercimek tenceresini itina ile kafama geçirebilir ve sefer taslarından da şapka yapar:)

adam ayaklarını uzatıp yatacaksın derken ben ticarete atılıyorum:)

uçtuk işte sıkıntıdan napalım:)

gidip yemek pişireyim ben şimdi, elim çabuk iki dakikada halleder gelir yine yatarız koltuğumuza, daha şimdiden izimiz çıktı zaten, bir iki ay sonra koltuğa bakan oradan benim kalktığımı anlayacak şeklinden:)