21 Ekim 2010

Portakali soydum, başucuma koydum...

şimdi benim aslinda öncelikle şu ellerimi yemekten vazgecmem lazim...
kızlar büyümeden deyip duruyorum ya , büyüdüler artık saka maka 3 yasinda oldu benim kaymakli kurabiyelerim ve haftanin 2 günü oyun grubuna başladik...daha çok yeni ama şimdiden orada söylenen şarkilari mirildaniyor olmalari hoşuma gitti..

ama ben hala ellerini kemiren anne, gecen anaokulunda cebime sakladim ellerimi utancimdan oyle çok yemisim ki, kan icindeydi parmaklarım....hani birisi görse, ' nedir bu kadinin manyakliği acaba' diye düşünür haliyle.. sahi nedir bu vampirliğimin sebebi ? deli olucam... bir şeylere kafayi takmaya göreyim, aninda başliyorum kendimi kemirmeye...kendine guvensizlik diyen de, oldu içindeki ofkeyi dışa vuruş şeklidir diyen de... onca kendini bilme, farkindalik kitabi filan okudum ve hala da okumaktayim sözde ama, daha kitap bitmeden uçuveriyor altini çizip de yapicam bunlari dediğim şeyler...

ama yok hala o acelesi olan tavşan kosusturmaları..gecen bir arkadasim, ' hep böyle panik ve telaşli misindir?' dedi. Önce biraz bozuldum, ama bu ara bu tarz söylenen sözlere veya tavirlara bozulma emareleri gösteren konuların da iyice içine giriyorum...'neden bozuldum şimdi neydi hissettiğim duygu' diye... bunu da okudum bir yerlerde, bir kitapta daha doğrusu diyor ki; eleştirdiginiz veya eleştirildiğiniz ne varsa o duygunun içine girin ve anlamaya çalişin... giriyorum da, çikabilene aşk olsun. her birşeyin içinden çıkmayi başardim da bunlar kusur kaldi pek hayirli görmüyorum sonumu ya hayirlisi...

aslinda bende oldum olası var bu maymun iştahlilik ama artik bir değişsem yahu anne oldum yaaa...ne kadar anne olabildiysem bu da ayri bir tartişma konusu aslinda...bu ara hiç mennun değilim anneliğimden... şimdi şu yazdiklarimi buraya kadar okuyanlar bana 'kendini sevme' terapisi önerecekler eminim ...neresinden başlasam elimde kaliyor ellerimde de hayir birakmamişim ki...

otur meditasyon yap diyen arkadaşlarim şuncacik yazamadiklarimda bile nasil da daldan dala atladiğimi görür de anlar mi acep zihnimdeki koşuşturan tavşanin kargaşasini...her bir soruya buradan karşilik vermiş olayim da tekrar kafa ütülemesinler derdindeyim ya ütüleyecekler nasilsa:)

boyle işte..

imla kurallariyla oldum olasi yok aram ondan böyle ikide birde üç nokta yanyana koyup geçiştiriyorum ...virgülün , noktanin yerini bir gün öğrenicem elbet ama artik bunu anlamaya çalişmaktan da çok sıkıldım...oysa kitap okurken filan çok da dikkat ediyorum ama uygulama sifir...bir arkadaşim burada yazdiklarimi düzeltip bana geri yolluyordu bir ara görür de ders alirim diye... bakti benden bir halt olmayacak vazgeçti...iyi de zaten o şekil yazmaya çalişsam bu kadar döktüremem ki uçar , kaçar kelimeler aklimdan...

ve anladim ki, (ki den sonra virgül var hatirliyorum bir yerlerden ama bu ki o ki mi Allah kerim) Okul yillarinda tökezlediğim tüm derslerden hayatim boynca kalmişim da, haberim yok galiba ya da artık var:) (yaşasin bak bunun da farkindayim aferin bana otur 5:)

ingilizce konusu da öyle, asla tastamam olamamiş bir parçasi hayatimin ... ondan da kalmiştim bir dönem okuldayken...sonrasinda da silmişim gitmiş ...hoş bunu fark edeli beri düzeltmeye çalişiyorum ama nafile....

şu farkindalik mevzusu da bir acayip, oldukça da kazik bir konu ...önce neden ben böyle yapiyorum ya da hissediyorum diye debeleniyorsun ve bulabiliyorsun da, sebebini ama ya sonrasini çöz çözebilirsen....şuncacik yazidan çıkan dersler:)ellerini yememeyi çöz,
imla kurallarini öğren,
ingilizceyi hallet,
kendini sev, kendine bu kadar sövme filan listeye bak...
şu üç nokta yanyanayi kim bulduysa Allah razi olsun bu arada onu da yanliş kullandiğima adim gibi eminim ya boşverrr:)


Kizlarim, kurabiye hanimlarim, Pazar akşamindan beri hastalar ...bir kusma, bir ateş bugün biraz toparladilar gibi de, bunca uykusuzluğa kendime vakit ayirmak adina bende iki satir yazayim dedim...

eskiden bu blogda birseyler yazarken daha bir özenir ve beğenilsin isterdim nedense? birileri keşfedecek de köşe yazari mi yapacak sandim acep? hani eskiden her banyoda şarki söyleyen kendini Unkapani plakçilarda kaset çikartirken hayal ederdi ya...tamam bende yaptim itiraf ediyorum:)

köşe yazari olabileceğimi de sanmışımdır,vardir öyle abuk hayallerim ..ama şimdi farkina vardim ki (amma çok şeyin farkina varmişim be kardeşim) içimden geçenleri yazip rahatlamaksa amaç, en azindan benim için öyle, yaziyim gitsin...yoksa aman bunu da saçma yazmişim deyip deyip ayirdiklarimdan bir kitap çıkacak..blog da amacini kaybetti kaybedecek...hani kizlarin gelişimi ve başima gelen halleri güncel tutma çabasiydi maksat...

aslinda ben bu ara bir dış hatlar terminaline kadar bile gitmeyi becerebilsem iyi gelecek ...
nasil bir kacip gidesim var anlatilasi degil, iş hatlar terminali bile olabilir ...hoş pasaportunda süresi bitmiş durumda hani , oturup sabah akşam hayal kursam eldeki maddiyatla ancak pasaport idaresine kadar gidebilirim gibi gözükmekte ya olsun...

arada kullandiğim virgüller filan tamamen atmasyon hani belki denk getirmişimdir dedim:)

böyle işte bendeki dumur haller...

fena yani , kafada kalan son keçiler de Exit nerede diye bakinmakta:)