27 Mart 2008

saat sabahın 4'ü

Saat sabahın 4'ü ve ben ayaktayım, kızlardan birini besledim, diğeri mıkırdanıyor o daha az evvel yemişti mamasını belli ki kaka yapmış ama, beklemesi lazım..

kollarımda Ece biberondan mamasının son damlalarını yudumluyor yarı uykulu,"hadi bebegim biraz daha hızlı" diyorum ama yapabileceği belli, o bir bebek ve ben zamanı hızlandırmak istiyorum, Ece mamasını bitirsin, gazını çıkartıp yerine yatırıp Alya'yı alayım kucağıma çünkü, artık mıkırdanmalar ağlamaya dönüştü ve belli ki rahatsız iyice, o dakika ahtapot olmak istiyorum, bir sürü kolum bacağım olsun ve ne Ece'ye acele ettireyim mamasını çabuk bitirmesi için, ne de, Alya'yı böyle altı pisken bekletiyim, çok rahatsız olduğunu bile bile ve yalnızım, evdeki tüm kalabalığa rağmen şikayetçi miyim? bu durumdan hayır çünkü, bu saatler bebişlerle baş başa kalabildiğim tek zaman dilimi etrafımda kimse olmadan ve bunu çok seviyorum, belki aynı anda ikisine birden yetemiyorum ama yine de, olsun ben anneyim, hem de ikiz annesi...

zaten bazen kendimden başka kimse dokunmasın istiyorum bebişlerime ve kucağımda biri varken, diğerini bir başkası alınca kıskanıyorum, neden ikisini birden alamıyorum diye...abuk belki ama fark etmez çünkü ben anneyim ve anneler bebeklerine her an yetebilmek ister ondandır bu manyaklığım da diyorum tek istediğim hep çok sağlıklı ve mutlu olmaları...

Ece mamayı bitirdi, gazını çıkartmak lazım ve Alya biraz sakinleşti belli ki, yoruldu debelenmekten... Ece'nin gazını çıkartıp Alya'yı kucağıma alıyorum altını değiştirmek için ama tam temizlerken, Ece başlıyor ağlamaya yan odadayız,
"memesi düştü" diyorum ama, ellerim kirli çabuk çabuk Alya'yı temizliyorum...

Ece iyice yaygarayı basıyor, kraliçe ya küçük hanım, bir şeye ihtiyacı varsa hemen yapılmalı bir saniye sabrı yok...

Alya temizlendi mutlu mutlu, yüzüme bakıp gülümsüyor, gülmüyorum ve konuşmuyorum, çünkü biraz yüz bulsa, tüm uykuyu satmaya hazır oysa, anne robot, anne o gülücüklere aşık ama susuyor geceleri, bebişlerine geceyi, uykuyu öğretmenin yolunun geceleri konuşmamak, tepki vermemek olduğunu öğrenmiş, uyguluyor...

saat sabahın 4'ü, Alya'yı yatağa bırakıp, çığlık kıyamet ağlayan Ece'ye doğru uzanırken kociş uyanıyor "ne oluyor yahuu ne bu yaygara" Ece'nin memesini vermeye çalışırken dönüp, "yok birşey sadece Ece'nin memesi düşmüş" diyorum, kociş uyku sersemi,
"hıı iyi bende birşey oldu zannettim" diyor kendi kendime gülümsüyorum:)
birşey? çok şey oldu bitti şu 1 saatlik zamanda ama anlatamam şimdi anlatsam ,"eeee uyandırsaydın ya" diyebilirsin yardımcı da, olursun biliyorum ama, gerek yok "hadi sen uyu canım ben hallettim" diyorum...

saat sabahın 4'ü ve ben çok mutluyum yanıbaşımdaki yatağın içinde yanyana yatan bebişlerime bakıp gülümsüyorum ve Tanrı'ya teşekkür ediyorum
"ne iyi ettin de, bu iki güzel meleğini bana gönderdin" diye, tüm dileyenlere versin diye de, dua ediyorum...

ve küçükken hani sorarlar ya, "büyüyünce ne olacaksın" diye, bunca sene bu sorunun cevabını bilememiştim ama şimdi biliyorum ben anne olacakmışım...

ben anneyim

anne
ne güzel bir kelimeymiş

25 Mart 2008

Kaymaklı kurabiyelerin 3.ay kontrolü

Gecen Salı kizlari 3.ay kontrolune götürdük babişleriyle birlikte, zaten tek başına ikisini evden dışarı çıkartmam mümkün değil ama, bizim babiş normal şartlarda doktor muayenehane kapısından girmeyen bir adam olduğundan, şoktayım ve aynı adam geçen sene bu zamanlar ben "bebek yapmayı düşünüyorum vakit geçiyor" dediğimde, "destek olmaya çalışırım ama fazla birşey bekleme, öyle çok ilgili alakalı olmazsam şaşırma" gibi abuk sabuk lakırtılar etmişti, eeee Allah'ın sopası yok ki, hem iki tane bebiş verdi ve bir de onlara aşık bir baba çıktı ortaya gık desek yanımızda biten:)

amannnn tık tık diyim, umarım hep böyle gider...

bebişlerin sağlıkları iyi sadece, geçen ay almaları gereken 700 gr yerine 650'şer gr. almışlar ben tam "sütüm mü yetmiyor artık yani" diye zırıldamaya başlayacaktım ki, doktorumuz, "yapma nolur, literatüre geçeceksin 3 ay boyunca ikiz emzirdin abartma vs." tarzında bir girizgahla,anne sütünün aydan aya besleyicilik değerindeki azalmayı anlatınca içim rahatladı bir nebze olsun, yani ben oturup günde 2 kilo koska helva, 5 litre komposto vs..de içsem sütün içindeki besleyicilik düzeyi de miktarı da, azalıyormuş ama elbette emdikleri sürece emzirmeye devam edeceğim sadece gelişimleri açısından, geceleri kızlara bir öğün mama takviyesi var artık...

doktora ısrarla, "ya memeden vazgeçerlerse mamayı alınca" diye sordum değişik bir marka biberon önerdi ve geçmezler korkma dedi "geçerlerse benim nasıl canıma okuyacağının farkındayım " diye de ekledi:) kadıncağız beni topu topu iki kere gördü hayatı boyunca ama, belli ki anladı arıza katsayımı:) yazık, onu da ürküttüm biraz sanırım elli kere aynı soruyu sordum çünkü " bakın memeden vazgeçmezler değil mi" diye:)

milupa aptamil 1 ile başladık ve geçen Salı'dan beri sadece gece uyandiklarında bir kere veriyorum şu ana dek bir memeyi reddetme olmadı, sadece dün bir ara Nosi istemedi ama, sonra gazı olduğu için emmek istemediğini anlayınca rahatladım , umarım anne sütüne olan aşklarından vaz geçmezler de, uzun süre sütüm yettiğince emzirmeye devam edebilirim...

yoksa cok canım aciyacak, 3 aydır saçıma röfle bile yaptıramadan, hiçbir diyet yapmadan sadece süt üretme derdindeyim ve bu sebepten kociş tarafından Hollanda'ya satılma tehditleriyle yaşıyorum ve buna rağmen vazgeçmedim siz de anne sütünden vazgeçmeyin olur mu benim kaymaklı kurabiyelerim:)

ISLANMIŞ KEK :)

Ben, oldum olası tatlı hastasıyımdır ve bayılırım kekler pastalar yapmaya, yani bayılırdım demek daha dogru artık ne yazik ki, pek vakit bulamıyorum ve gecen akşam kızları uyuttuktan sonra ıslak kek yaptım, tarifi pek güzeldir ve yıllardır en favori tariflerimdendir kendileri ve paylaşıyım didim, anlatıma bakmayın oldukça muzip bir günümde tasvir edilmiştir ama, ölçüler ve malzemeler aynen doğru yani:) valla malzemeden çalmazsanız, lezzet garanti benden söylemesi:)

haa unutmadan, servis yaparken krema ile şeedince lezzet etkisi daha da öldürücü olabiliyor:)

Grup üyeleri

* 1 paket nerde yumurta şeker görse anında kendinden geçen, aşkından erimiş margarin,

* 4 adet "yahu hangi tavuktan çıktık? kim kimin kardeşi ? alooo o benim annem doğru konuş" tartışmalarıyla kafayı yemiş yumurta

* 1 su bardağı "yanmam yanamam dedim, kar beyazım yeni moda yaz ekolü yaratacam" diye gelen tüm bedava solaryum tekliflerini geri çeviren süt

* 2 su bardağı "ayy düne kadar kahverengisi mi vardı? nerden çıktı bu zenci modası ayol" diyerek , tarım bakanlığına kahverengi şekerle ilgili şikayet dilekçeleri yazan ve tahtı elinden gidiyor diye kafayı yiyen bembeyaz tozşeker

* 2.5 su bardağı iki lafı bir araya getiremediği için, beyaz şekere yalakalık yaparak kendi tahtını korumaya çalışan Beyaz un

* 3 çorba kaşığı "alemin kralı benim ayoll saf , katıksız zevk adamıyım ben rengime de raconuma da laf getirtmem" diye gerim gerim gerinen Kakao

* 1 paket , kendi başına bir hiç olan ve ancak 2-3 yandaş bulup, aralarına katılırsa bir halta yarayarak kendini adamdan sanan Kabaran toz

* 1 paket, yıllardır kibirliliğinden gelen onca teklifi tepip, adam gibi bir herif bulamamış artık sadece kızışmış gruplara yataklık ettiğinden bihaber ama hala burnu düşse yerden almayarak, "ay bensiz cümbüş mü olur şekerim" diyerek sırça köşkünde gün geçiren Vanilya

* Ortamın ve grubun kalitesine göre son anda ortaya çıkarak gruba duhul olan ve hep sona kaldığından yüzyıllardır tatminsiz yaşayan Ceviz

Halvet anı
Yumurta günlerdir gözüne kestirdiği şekeri sonunda ele geçirip eritirken, bu ikiliyi görünce aklını oynatıp aşkından eriyen, erimiş margarin de gruba dahil olmak ister, margarinin girmesiyle ortam kızısınca , zevk adamı kakao da katılır ve bu dörtlü bir süre debelenirler

iyice halvet olduklarına kanaat getiren süt nefsine hakim olamayarak, geri çevirdiği solaryum tekliflerini bakmaksızın, kendini bu karanlık 4’lüye teslim eder, sütün girmesiyle ortalık iyice karışır ve bu muazzam karısımdan 1 bardak (gruba girecek diğer üyelerle halvet olmayı pek sevmeyen ve en sonunda alemin ateşini söndürecek olmanın da bilinciyle) kenara ayrılır

Ortamın biraz durulduğunu gören kabartma tozu, mevzuyu hareketlendirmek adına ve tek başına asla bir baltaya sap olamadığından, şikayet mektubu yazmaktan kafayı yiyen un'u ve köşesinde miskinlikten baygınlık geçiren vanilyayı da, yoldan çıkararak gruba duhul olur, ortamın ısısı bir hayli ısınmıştır ama, pişmeden kendine gelemeyecek olan ve artık kabına sığamayan karışım ferah bir tepsiye alınarak , "tepsi de tepsi fındıklar Ayşe de Veli agayı gıdıklar" naraları eşliğinde, son anda etraftan atlayan şipşakçı cevizlerle birlikte 170 derece ısıtılan fırında kendilerinden iyice geçirilir...

bir kenara ayrılmış olan ve "mercimeği fırına veren" grubu bekleyen 1 bardak karışım tek başına bu ateşi söndüremeyeceğini anlayarak , buzdolabından yeni çıktığından, mevzuya geç idrak eden 1 bardağa yakın yeniyetme frijit süt ilavesiyle, ateşiyle ortalığı kavuran kekin üzerine dökülür

ahhh bu muhteşem cümbüşün tadına bir bakan pişman birde bakmayan şekerim afiyet olsun...

19 Mart 2008

3.ay kontrolümüz

Bugun kizlari 3.ay kontrolune götürdük babişleriyle birlikte, zaten tek başına ikisini evden dışarı çıkartmam mümkün değil ama, bizim babiş normal şartlarda doktor muayenehane kapısından girmeyen bir adam olduğundan, şoktayım ve aynı adam geçen sene bu zamanlar ben "bebek yapmayı düşünüyorum vakit geçiyor" dediğimde, "destek olmaya çalışırım ama fazla birşey bekleme , öyle çok ilgili alakalı olmazsam şaşırma" gibi abuk sabuk lakırtılar etmişti, eeee Allah'ın sopası yok ki, hem iki tane bebiş verdi ve bir de onlara aşık bir baba çıktı ortaya gık desek yanımızda biten:) amannnn tık tık diyim, umarım hep böyle gider...

bebişlerin sağlıkları iyi sadece, geçen ay almaları gereken 700 gr yerine 650'şer gr. almışlar ben tam "sütüm mü yetmiyor artık yani" diye zırıldamaya başlayacaktım ki, doktorumuz, "yapma nolur, literatüre geçeceksin 3 ay boyunca ikiz emzirdin abartma vs." tarzında bir girizgahla, anne sütünün aydan aya besleyicilik değerindeki azalmayi anlatınca içim rahatladı bir nebze olsun, yani ben oturup günde 2 kilo koska helva yiyip, 5 litre komposto vs..de içsem sütün içindeki besleyicilik düzeyi azalıyormuş işte bu yüzden, yarından itibaren geceleri kızlara bir öğün mama takviyesine başlıyoruz...

doktora ısrarla, "ya memeden vazgeçerlerse mamayı alınca" diye sordum değişik bir marka biberon önerdi ve "geçmezler korkma, geçerlerse benim nasıl canıma okuyacağının farkındayım " diye de ekledi:) bende tam o saniye söylemeyi düşünüyordum hani bence bu konuda bir nebze sen de kork diye, kadıncağız beni topu topu iki kere gördü hayatı boyunca ama belli ki anladı arıza katsayımı:) yazık onu da ürküttüm biraz sanırım:)

neyse, bahsi geçen biberonu yarın gidip e-bebek den temin edince detayları paylaşıcam ve mama olarak da milupa aptamil 1 ile başlıyoruz bakalım...

hayırlısı...

17 Mart 2008

90 günde baby alem:)

Mini ve Nosi dogali 90 günü geçti ve şimdi dönüp şöyle bir hastaneden ilk eve geldiğimiz günden itibaren neler yaptiğimi düşününce, hayatima ne çok kimi komik , kimi ilginç detayın katildiğini görebiliyorum.

benim için en önemlisi ilk günden itibaren emzirebilmekti bebeklerimi, bu yüzden vücudumun amorf görüntüsünü hiçe sayip, bol karbonhidratli ve proteinli bir beslenme düzeni ile çok şükür şu günlere dek gelebildik emzirme sürecinde, kolay olmadi hergün 6 öğün yemek ama şimdi bu debelenmemin en büyük ödülü, 3.ayimiz dolmuş olmasina rağmen, hala sadece anne sütüyle beslenen ve büyüme grafikleri gayet iyi giden iki sağlikli bebişim oluşu...

Kadıköy Şifa hastanesinde doğum yaptım ve kesinlikle tavsiye ederim çok çok iyi bakıyorlar bebeklere de , size de ve lohusa şerbetinize kadar düşünmüşler, şaka yapmıyorum doğum sonrası odanıza gayet şık bir ibrik ve bardaklarıyla şerbet servisi yapılıyor tadı da nefis ben hepsini içmiştim neredeyse:) esas önemli olan ise, bebeklerin anne sütüyle emzirilmesini çok önemsiyorlar bebekler memeyi tutana dek hemşireler canima okumuştu, o zaman biraz kızmıştım ama, şimdi iyi ki, ısrar etmişler diyorum hatta emzirme konusunda kısa bir eğitim bile aldım ilk gün ve oradaki bir doktor bana, "size ikizleri doyuramazsınız, sütünüz yetmez diyenlere kulak asmayın, bir annenin 3 bebeği doyurabilme kapasitesi var düzgün beslenirseniz sütünüz gayet de yeter" demişti...haklıymış

yarin kızların doktor kontrolü var ve sanirim artik bir iki öğün mama takviyesi vermeye başlamaliyim, uyku düzenimiz değişti, gündüz uykularimiz azaldi, galiba artık yeterince doyuramiyorum bebişlerimi:( ve geçenlerde doktorumuzla görüştüğümde,
"bu bebekler doymuyor sanirim mamaya başlamamiz gerekecek artik" dedim gayet üzgün ve çaresiz bir ses tonuyla ,
dr.umuz da dönüp, "iki bebeği bu süre zarfinda sadece anne sütüyle beslemek zaten bir olay o yüzden abartma istersen, sütün oldukça emzirmeye devam edeceksin sadece, 1-2 ögün mama eklenecek" dedi..
aynı doktora giden bir arkadasim var ona da, "senin şu ikiz annesi arkadaşın, çılgın hatun yahuu, emziricem diye saçı başı dağıtmış dolanıyor diye" çok güldüm:)

ama emzirmekten vazgeçmeye hiç niyetim yok tabii, her ne kadar saçlarima emzirdiğim sürece röfle yaptıramayacak ve ciddi bir rejim yapamayacak olsam da, emzirmeye devam, alıştım ben bu göbekle yaşamaya ve son 1 haftadır aklıma geldikçe göbeğimi içeri çekip, bırakıyorum ve santimlik incelmeler başladı, belki de bu göbek kası çalışması gerçekten işe yarar bir süre sonra da, kurtulurum şu 7 aylık hamile görüntümden sadece kilolar kalsın onların icabına bakarım nasılsa:)

ve sütüm yok demiyoruz asla "sütüm otlamaya gitti gelecek" diyoruz annem ilk söylediğinde pek gülmüştüm ama, uyguluyorum dilim aşınacak değil ya:)delirdim ben bu 3 ay süresince zaten deliydim, iyice çılgın bir hale büründüm anne olunca ama olsun, yok kimseye bir zararım kızlarım da kızlarım:) ve tadı çok iğrenç olsa da , kişniş, kimyon, rezene, anason ve ısırgan otundan oluşan süt çayını ve kuru kayısı ile siyah üzümden oluşan kompostoyu da eksik etmiyoruz..

şu 3 ay süresince, yine annemin tavsiyesiyle uyguladığım ve son derece işe yarayan en önemli mevzu Kundak olayı kesinlikle tavsiye ederim daha evvelki yazımda bahsetmiştim detaylarından...

ikinci en önemli konu ise, biz gün boyunca evde müziği eksik etmedik ve kimse fısıltıyla konuşmadı, hep normal ses tonuyla konuşuldu, kapı da çaldı, süpürge de çalıştı kızlar hep gürültüde uyumaya alıştı ama, akşam olunca saat 6'dan sonra onları kendi yatak odalarına koydum ve sadece bir dönence müziği ve hiç konuşmadan, çok çok az bir ışıkla uyuttum, gece emzirmeye kalktıklarında da, robot gibi davrandım yine, hiç ışık yakmadan hiç konuşmadan, gece ile gündüz arasındaki farkı anlamalarını sağlamaktı niyetim ve başarılı da, oldum galiba gün geçtikçe uyku düzenleri daha iyiye gidiyor...

bir diğer konu, geceleri altlarını çok fazla değiştirmiyorum artık, çişle veya az kirlenmiş bezle uyumaya alışsınlar diye, aksi takdirde daha çiş beze düşmeden uyanıyorlardı şimdi gece uyandıklarında eğer bezleri çok kirlendiyse değiştiriyorum aksi takdirde hayır , gaddar bir anne miyim? asla önce onların rahatını sağlamaya çalışıyorum ve böyle yapınca, çiş yaptıkça uyanmadıklarından, daha uzun süre kesintisiz uyanıp dinlendikleri için huysuzlaşmıyorlar ve ciltleri de asla pişik olmadı ama bunun sebebi de, ilk bir ay hiçbir ıslak mendil kullanmadan, sadece kendi hazırladığım ıslak pamuklarla popolarının temizlenmiş olması sanırım... sevgili Ekin arkadaşıma bu konuda teşekkür borçluyum çünkü o önermişti "tembellik etmeden ilk 1 ay ıslak pamukla temizlersen sonra rahat edersin" demişti haylıymış:)

ben de öneriyorum, ilk bir ay evde kaynamış su ile hazırlanan makyaj temizleme pamuklarıyla altlarını temizleyince, o narin derileri asla zarar görmüyor piyasada satılan tüm mendillerde bir şekilde ekstra bir madde var eninde sonunda.. akşamdan pamukları hazırlayıp, kapalı bir saklama kutusuna koyuyordum tüm gün yetiyordu...

bir diğer konu ise, evde yangında ilk kurtarılacaklar yani; elektrik süpürgesi, saç kurutma makinası ve mutfak aspiratörü neden mi? neredeyse hergün akşam saat 6 civarı bizim evde sebepsiz bir bebiş çıldırması yaşanıyor, kolik dedi doktor ama, allahtan bizimkisi sabahlara dek sürmeyeni ve bu ağlama krizleri tuttuğunda, bu üç ev aletinden birini çalıştırdığım anda sakinleşiyorlar... anne karnındaki sesleri anımsatıyormuş çıkartıkları gürültüler bana ise kafamı duvarlara vurma etkisi yaratıyor da, olsun kızlar susuyor ya gerisi hikaye:)

bir de Buziki Orhan'ın, Kolik adında bir çalışması var oldukça başarılı, bana önce bir arkadaşım kendi cd'sinden kopyalayıp getirdi ve ilk fırsatta gidip cd'nin aslını aldım hakediyor çünkü kesinlikle ellerine sağlık Buziki Orhan'ın...

Banyo konusuna gelince, yeni annelerin çoğu bebişleri içme suyuyla yıkarmış diye duymuştum biz hiç öyle bir şey yapmadık , normal çeşme suyuyla yıkadık bebişleri ilk günden itibaren sadece yüzlerini Mustela'nın bir temizleme losyonu var onunla sildim her banyo sonrası ve şampuan olarak da Mustela kullandım , masaj yağı da yine aynı marka nefis kokuyor ve çok da iyi geldi Mustela'nın tüm ürünleri şu ana dek hiçbir alerjik durumla karşılaşmadık...

ama ben yine de, arada kızların yüzünü anne sütüyle silmeyi ihmal etmiyorum tabii bu da annemden duyduğum birşey ve gözleri çok çapaklanırdı ilk haftalarda anne sütü damlatınca geçtiğini bizzat tecrübe etmiş bulunuyorum:)

işte biz böyle geçirdik ilk 90 günümüzü darısı, 2.parti 90 günümüzün başına ve kızlar artık gazlarını daha rahat çıkartmaya başladılar , uykularımız da, düzene girmeye başladı en keyiflisi de, geçen haftadan beri çok çok keyifli gülücükler ve agucuklar yapmaya başladılar ki, tüm uykusuz geceleri, yorgunlukları unutturan lezzette...

güzel şeymiş Annelik hemde pek güzel:)

10 Mart 2008

Kundak+lama

Bebişlerle eve geldiğimizde evde annem bizi bekliyordu ve sağolsun ilk haftalar o olmasa herhalde aklımı oynatabilirdim... canım annem, benimle birlikte ne çok yoruldu o ilk günlerde ve ben ne zaman "anne lütfen dinlen onlar benim çocuğum bu kadar yorulma" dediysem bana dönüp, "sende benim çocuğumsun" dedi.

doğru tabii yaa, anne olunca anlarsın derler ya, o zaman anladım işte gerçekten neden her zaman koca kadın olmama rağmen, bir elini hiç üzerimden eksit etmemesini, umarım daha uzunca yıllar da böyle olur...

neyse o ilk günler, iki bebişle yeni hayatıma alışma derdindeyim bir yandan, vücudum kurdeşen döküyor, kaşınmaktan her tarafımı yara yapmışım, doğum sonrası kolestas mıdır nedir bir dertle uğraşıyorum, ilaç kullanamıyorum delirmek üzereyim diğer yandan, iki bebişin karnını doyurup, gazını çıkartıp uyutmak gibi bir devinim içersindeyim feci haldeyim kısacası ve bebişler uyumuyor mızıl mızıl 2 yudum süt emip, 10 dakika gaz çıkartıyoruz, 5 dakika tavşan uykusu sonra hoop aynı döngü aynen sil baştan X2 bebek anlatmam zor gerçekten ikiz anneliği farklı birşey , birisi kucağımdayken diğeriyle gözgöze gelmemeye çalışıyorum onu kucağıma alamadığım için ve ikisine aynı anda yetememenin verdiği vicdan azabı ayrı bir konu...

işte bu günlerde annem ısrarla "kızım bunların kollarını bağlarsak uyurlar yoksa hareket ettikçe uyandırıyorlar kendilerini gel kundak yapalım" dedikçe "anne eski usul şeyleri kendine sakla lütfen" diye her gün kırk kere aynı sözler dönüyor ikna olasım yok, "hayır öyle robot gibi bağlayamam ben o minicik kolları aaaaa" diye diye sinirleniyorum sadece

derken bir gün, kızların ikisi de çığlık kıyamet uykusuzluktan bayılıyorlar ama uyutabilene aşk olsun pes ettim ve ikisini de anneme teslim ettim "tamam yapalım şu kundağı ama çok sıkmadan" demişim en son ve mutlu son...birisi, benim bebeklik kundağım diğeri, annemin nişan bohçası iki patiska bohça (kirli çıkıyımdır biraz tanıyanlar bilir)hayatımı kurtardı ve öyle eski usul sımsıkı bağlayarak filan değil sadece, kollarını iki yana koyup sarıyoruz gevşekçe ve gelsin mışıl mışıl uykular...

uzun lafın kısası yok, bende laflar uzun ama, bebeğiniz varsa ve uyumuyorsa anne sözü dinlemekte fayda var benden söylemesi...

ve iyi uykular bebişlerime, benim uykularım onların olsun...

4 Mart 2008

Mylicon mevzuu...

Simdi, bu bebek milletinin bir numarali problemi gaz olayıdır ya hani, ağlamaya başladıklarında insanın elini ayagına dolayıp çaresiz bıraktıkları, kızlar doğdu doğalı biz de bir "pırt" sesinin ne denli önemli oldugunu anlamış bulunuyoruz ve gaz sorunu cıktı çıkalı dr.un verdigi SabSimplex, metsil, zinco, vs..tarzı ilaçların durumu nedir? işe yaramadıkları hallerde oluşan dumur halleri ve çareleri nelerdir? konusunda ihtisas yapmış durumdayız..

ve tüm bu süreçte bizi kurtaran ilaç Mylicon adında, amerikan malı bir damla oldu, oldu da,kendi memleketinde max.10-15 dolara satılırken, burada sadece birkac büyük eczanede 60 ytl den alınabiliyor olması sinir bozucu bu yuzden, şu ara amerikaya giden arkadaşlar aranıp, bulunup ilaç sipariş etme derdindeyiz..

mylicon gibi metsil ve sab da aynı maddeyi içeriyor beher maddesi symeticon diye birşey ve yaptığım araştırmalar sonucu bebislerin vücudu tarafından hiçbir şekilde emilmediği sadece gazları toparlayıp sessizce vucudu terketmekte görevli olduğunu da, öğrendim de içim rahatladı , el kadar bebeklere günde en az 5 sefer verince tedirgin oluyor insan...

fakat ya bileşimleri farklı ya da, başka bir şey bilemiyorum mylicon kadar etkili olmadı diğerleri ..tadlarına baktım da en lezzetlisi de mylicon aslında ve ben paranoyak anne bebeklere verdiğim tüm ilaçları önce kendim tadıyor olduğumdan biliyorum bunları, diğer yaptığım paranoyaklıkları anlatsam bu devede kulak kalabilir o yüzden susuyorum:)

şu günlerdeki konumuz bu mylicon olayı aslında çok şey var yazacak ama vakit bulabilene:)