11 Mart 2009

Müge kadını...

Bilenler bilir kızlar doğdu doğalı bayağı bir Bakıcı kadın tecrübesi yaşandı tarafımdan, hatta başka laf edemez oldum sayelerinde öyle ki, hem burada hem de artık çok sık güncelleyemesem de, ikizanneleri.net sitesindeki köşemde çokça bahsetmişliğim var kendilerinden...

bu gece çenem düştü, yetmezmiş gibi uykum da kaçtı ya, sevdiğim ve zamanında çok daha sık takip ettiğim Sugibi'nin blogunu okurken son yazısında o bahsedince bakıcı konusundan nacizane yorum yaparken buldum kendimi ve aklıma gelen komik bir hadiseyi de yazmadan edemedim..yazma sebebim örnek teşkil etmesi aslında çünkü gerçekten önemliymiş de haberim yokmuş... anlatıcam...

benim bir yardımcı kızım vardı, Müge adında, sitedeki ya da buradaki yazıları takip edenler bilir çok kısa bir süre kaldı bizimle 2 ay filandı sanırım ama sevmiştik kendisini, Karadeniz insanı olmasının verdiği bir samimiyeti ve sempatikliği de vardı ve zaten o bakıcı- yardımcı kadın filan değil gizli bir stand-up sanatçısıydı...onunla ilgili detayları anlattığım yazıya aşağıdaki linkten ulaşmak mümkün...

http://www.ikizanneleri.net/yazar_yazi.asp?id=249&g=1

neyse, bu Müge gerçekten en vefalısı çıktı gelenlerin ve Gebze'den gelip gittiği için ayrıldı yanımızdan ama, ben birini bulana dek de bizimle kaldı sağolsun..
her ne kadar temizlik konusunda cok başarılı değilse de, günler onunla çok keyifli geçtiğinden mennundum kendisinden...

geçenlerde aradı daha doğrusu mesaj atmış "abla mutlaka uğrayıp kızları görmek istiyorum ikizannelerindeki yazını gördüm ne kadar büyümüşler" diye bende arayıp,
"ne zaman istersen uğra dedim, ben de mennun olurum seni görmekten"
ve ona bahsetmişmiydim de haberi olmuştu sitedeki yazılarımdan yoksa, hasbelkader bilgisayar açıkken meraklı melahatlık yapıp baktığından mı görmüştü bilemedim ve hatırlamıyorumda ama belli ki benim köşe yazılarının sıkı bir takipçisi olmuş ama blogdan haberi yok sanırım olsa, kırk tane yorum bırakmıştı şimdiye dek ve bu yazının özü de bir yorum hakkında aslında, anlatıcam...

bize çalışmaya geldiğinde, benden yerleri silmek için Vileda istemişti de,
"yok kızım kovaya suyu koy adam gibi sil" demiştim valla gıcıklığından filan da değil yapmam öyle abukluklar ama, gerçekten bende hep öyle silerim yerleri ve bence Vileda hani balkondu, dükkandı gibi mekanlar için tamam da ev için ı ıhhh... hele hele o günlerde kızlar yeni yeni emeklemeye başladıgından hijyen biraz daha önemliydi evde...

neyse bu çok fazla mevzu olmasa da, Müge haftada bir beni yokluyordu,
"abla valla ben süper silerim Viledayla bak bir al ne demek istediğimi anlayacaksın" diye bende ısrarla duymamazlıktan geldim ve almadım hala da yoktur evde:) gülüyorum çünkü gerçekten öyle zor ki birbirini tanımayan iki insanın tüm gün evde birlikte olması...kızlar doğmadan evvel ben çalışıyordum ve haftada bir gün temizliğe birisi gelirdi yeterdi de, oysa şimdi hergün iş güç var ve yardımcısız olamıyor, denedim de aslında ve yetişebilsem kesinlikle almıcam kimseyi ya mecburum...

uzattım yine ee bu bir ritüel zaten...
şimdi, alınamayan Vileda yüzünden sevgili Müge benim sitedeki yazımı okuyunca geçmişi hatırlıyor ve bir yorum bırakıyor, allahtan yorumlar süzgeçten geçiyor olduğundan yayınlanmıyor ve hani yayınlanacak gibi de değil zaten...
benim de çoookkk sonra haberim oldu site yöneticimizle bakıcı kadın konusunda konusurken bahsetti ve Mügenin kendisi de söyledi telefonda konusurken,
"ben senin yazılarına yorum da yaptım abla ama yazmadılar" diye:)

yorum şöyle;

"abla sen bir Vileda alsaydın ben seni asla bırakmazdım sen dünyanın en iyi annesi ve insanısın" diye...şaka gibi değil mi? bana öyle gelmişti ilk duyduğumda...o ara çok stresli geçiyordu günler diye arkadaslar ben,i neşelendirmek için söylüyorlar sanmıştım değilmiş... gülüyorum ağlanacak halimize...
ne kadar basit konulara takılarak gidebiliyor bu insanlar inanılır gibi değil ve belki de onun için gerçekten çok önemliymiş ama ben salak anlamamışım...
öyle çok şey oluyor ki bir tek gün içinde bile, kırk tane şey anlatıyorum dönüyorum hiçbiri olmamış ya da, yarım yamalak ve hele birde yengeç burcu insanıysan, evindeki düzene takık birisine öyle zor ki bu tanımadıklarıyla yaşam, anlatılır gibi değil ama, katlanıyorum çaresiz...

çalışan annelerin işi nispeten daha kolay gibi dicem hani göz görmeyince gönül katlanır hesabı ama onların da başka problemleri oluyor en yakın arkadaşlarımdan şahidim ...

ayyyyy yazmayacaktım bu konuda artık söz vermiştim kendime, yine dayanamadım anlatacak çok şey olduğundan belki ama toplasan beş para etmez...

aslında, çalışanı da, evde olanı da, yardımcı-bakıcı kadın olanı da hepsi zor mesele, kadınlık zor vesselam tüm mesele bu belkide...

hele birde anne olunca, olanı biteni toparlamak iyiden iyiye karışıyor ya da ben hala alışamadım anneliğe bilemiyorum...bazen bünye kaldırmıyor , zaten arıza katsayısı yüksek olunca çabuk su kaynatıyorum ama, öğrenicem bir şekilde kararlıyım, kendim için olsa yine umurumda olmazdı da, kızlarım için bu işin de üstesinden gelmenin bir yolunu bulmam şart...
herşey onlar için zaten...
daha doğrusu artık herşeyim onlar...

10 Mart 2009

Amannnn haaa...

Hani bazı tarihler vardır asla unutulmaması gereken Yaşgünü, Evlilik Yıldönümü vsss... gibi

biz kadın kısmısına yaranmak istiyorsanız bu tarihleri kırk telefona kaydedin ya da ajandaya, ya da sekreterlerinize sıkı sıkı tembih edin ama unutmayın...
bir anda dünyanın en kötü kocası olmaya hak kazanırsınız ya da kocalık hakkınızı toptan kaybetmeniz de mümkün...koca sıfatına henüz nail olamadıysanız ki, belli ki pek de aceleniz yok fazla sevinmeyiniz, sevgililikte de mümkün bu dumur durumlar...

ben de çok kayıtsız sayılmam esasen bu yaşgünü yıldönümü mevzularına ama eskisi kadar da takılmamaktayım artık... püfleye püfleye söndürülen mumlarla yaşımı ifşa etmekten yana da yok bir kaygım sadece lüzumu yok, zevk vermiyor ve hiç de vermedi...

zaten yaşgünleri çocukların keyfi bence o yıllarda bolca kutlanmalı, 20 li yaşlara kadar tamam, sonrası gereksiz...

benim için en muhteşem kutlama, sevdiklerimle birlikte keyifli bir balık lokantasına şöyle yaşüzüm eşliğinde balıklama bir dalış olur mesela...hediye olarak da her biri farklı çikolatadan oluşan bir kutuyu elime tutuşturursanız, değmeyin keyfime...
bir kavanoz nutella bile olur hani geçerken uğradıysanız...

ama bu şaşalı kutlamalardan hoşlanmıyor olmak benimle alakalı bir arıza...
yani benim 2 beden küçüğüm olan kızkardeş kısmısının yaşgününün unutulması galaksiyi terketmekle eşdeğer bir önem taşımakta...öyle ki yaşgününe günler kala hiç utanmadan etrafındaki herkesi harekete geçirip, "aman haa unutulmasın" şeklinde bir komedisi dahi vardır ve tüm bu çabaya rağmen unutanları kısa süreliğine çizmişliğine de şahit olundu geçmişte...

amaaa tüm bu yaşgünü yıldönümü filan hikaye
esas bazı günler var ki, bence erkek milletinin bu konuda artık kendi iyiliği için harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile...
hani oldukça büyük de tehlike arz ediyor aslında ve hatta , hayat memat meselesi olacak kombinasyonlar dahi oluşabiliyor zaman zaman...
ve bu günler içinde yaşanan mevzular her seferinde, "ne varki canım bunda şimdi bu kadar abartacak" tarzı vurdumduymazlıklarla geçiştiriliyor olsa da, Amannn haaa ters bir şey olmasın diyesi geliyor da geçiyor insanın...

hangi günler mi?
valla ben 12 senedir kociş kısmısına öğretemediğimden başkasına hiç akıl vermeye hakkım da yok aslında ama, diyesim geldi işte belki birileri dikkate alır da, gül gibi ilişkilerini veya can güvenliğini riske atmaz...

tüm bu laf kalabalığında bahsedilmeye çalışılan, biz kadın kısmısının ayın belirli günleri yaşadığı günler ve birkaç gün öncesi aslında hani toplasan 1 haftalık bir mevzuu ...son derece basit görünen ama şahsen beni köpek dişlerim kaşınır hale getirecek kadar çıldırtan, son derece tahammülsüz ve mutsuz bir hale getiren eee haliyle etrafında istemesem de nasibini aldığı bu dumur halceler...

dedim ya, üstüme vazife de değil daha doğrusu vazife edindiğim onca şey içinde bu birşey değil ama, etrafımda da gördüğüm kadarıyla bu tehlikeli günlerde yaşanan basit tartışmalar büyük kavgalara dönüşmekte, olmadık zarar ziyan çıkmakta ortaya diye yazasım geldi...

yaniii...siz erkek milleti, ya da kadınlarıyla iyi geçinmek derdinde olanlar diyelim. hani durup duruken bir tartışma ortamı yaşanıyorsa ve karşınızdaki kadın küçücük de olsa mevzuyu büyütme konusunda ısrar ediyorsa, sinirliyse, ne deseniz anlamıyorsa üstüne gitmeyin...
bu kıyağımı da unutmayın...
hepi topu birkaç günlük anlayış beklenen sadece
başka birşey değil
benden söylemesi
Amannn haaaa....