22 Eylül 2007

25 haftaya bakış ve Tombalaklar seansı....

Bugün doktora gittik, herşey iyi güzeldi ama, ben ve kızların aldığı kilolar güne damgasını vurdu...benim attığım adımlar artık, rihter ölçeğinde hissedilebilir seviyelerdedir diyordum zaten de, cidden abartmışım mevzuyu:(

Ana danaliçe olan bendeniz geçen ay 3.5 kilo alarak rekor kırmış ve böylece sevgili doktorumun kafamı kırmasına sebep olmam yetmezmiş gibi, kızları da kendime benzetmişim:)

Biri diğerinden 1 hafta önden gidiyormuş ama diğeri de olması gereken standartlarda olduğundan , ikizler arası kan transfüzyonundan bahsetmemiz şu aşamada söz konusu değilmiş, onun olması için aradaki farkın % 25 ler mertebesinde olması gerekiyormuş, çok sevindik ve bu kontrolden de yırtmış olmamızı nutella eşliğinde kutlamak istesek de, sevgili babişimizin bakışlarıyla karşılaşınca silkelenerek kendimize geldik...
şu kan transfüzyonu saçmalığı da, umarım asla olmayacak zaten çok sağlıklı bir şekilde paylaşıyorlar bizim tombalaklar herbirşeylerini, birisi diğerinden biraz daha obez sadece:)

ama artık benim bu zevzeklikleri bırakıp, çok daha dikkatli olmam gerekiyor, çünkü aldığım her fazla kilo erken doğum vss. risklerini tetikliyor ne yazık ki...

Kızların durumu şu an gayet iyi görünüyor ve bir sıkıntımız yok maaşallah ama, benden bir sürü test istedi ve bunların arasında 50 mg.şeker yükleme testi de var, o test sonuçlarında umarım bende gizli şeker çıkmaz da, bebişlerin fazla kiloları sadece annelerinin obezliğine bağlı olur, aksi takdirde beni şeker diyetine sokması gerekiyormuş...

Şeker hastalığı ile ilgili bir riskimiz yoksa, sadece kilomuzu kontrollü tutmaya çalışacağız ama eğer varsa, işte o zaman cidden tüm bu nutella hödö bödö saçmalıklarından ve şımarıklıklarından vazgeçip, dr. ne diyorsa onu tatbik etmemiz gerekiyor, bebişlerin sağlıklı doğmaları için...

bu konuyu böylece kapatıp, gerekli azarlarımızı itina ile işittikten sonra diğer konuya geçildi , aybaşından itibaren evde olabildiğince yatar pozisyonda günler bizi bekliyor olacakmış artık çünkü, hem ellerimdeki ve ayaklarımdaki şişme ve uyuşmalar hem de ikizlerin genel erken doğum riskleri düşünüldüğünde, ne kadar içimde tutabilirsem o kadar iyi olacakmış...bu yüzden de 26. haftada ciğerlerinin gelişimine yardımcı olması açısından bir iğne yaptırmamız gerekiyormuş ve sonrasından istirahat...

"evet sormak istediğin başka birşey var mı?" dediğinde, şöyle bir başlasam mı? dedim iyi de doktorcum bak şimdi,

kızlara hangi arada kıyafet vss.. alışverişi yapabileceğim?

onların yanısıra benim de, halletmem gereken birsürü kıvır zıvır iş var, hiç olmadı en az 2 kere İkea ya gidip evdeki eşyaları organize edebileceğim kutular filan bakmam lazım , gitmişken 5 tanesi bir arada satılan renkli bıçaklardan da alacaktım , kaç tane aldıysam eve gelen arkadaşlarım ve annem tarafından yürütüldü...

"aaaa ne güzel kesiyormuş bu bıçak nerden aldın?"
"İkea'dan renkli paketi 3-5 ytl bişiy ve süper kesiyorlar"
"ay benim dünya paraya aldığım bıçak böyle kesmiyor ,sen gidince yine al kendine ben buna el koydum valla" şeklinde gelişen geyikler sonucu elimde kala kala 2 tanecik en küçüğü kaldı:(

Bir kumaşçıya gidip tülbent kumaşı almam gerekiyor en pamuklusundan ve onlardan bebişlerin salyalarını vs...silecek küçük bezler hazırlamamız gerekiyormuş ve yine ikisine ayrı ayrı onları saracak büyüklükte kurulama havlusu tarzı bişiler...yeni doğduklarında ciltleri çok hassas olduğundan en az 1-2 ay bu kurulama tülbentlerini kullanmakta fayda varmış....

öyle kenarlarını oyalayacak edecek halim yok ve öyle bir beceriye de sahip değilim zaten de, hadi bakalım alıp yapalım diyorum yoksa, ben kızları öyle hassas ve çıtkırıldım büyütmeyi hiç düşünmüyorum, sadece şu tülbent olayına annemden de

"eski kadınların tümüne sorun hepsinin bebek ağzı, burnu silme bezleri bir yerlerde hala saklıdır, siz bu çocukları abuk sabuk ıslak mendillerle silip alerji olmalarına sebep oluyorsunuz" şeklinde bir açıklama gelince, iyi tamam yapalım 2 tane salya, sümük bezi konu kapansın kıvamındayım...

buna ikna olduğumu görünce abartmaz umarım, annemin öyle bir huyu var çünkü,
bu tarz eski kafa olaylara çemkirdiğimi bildiğinden temkinli yaklaşıyor ama, bir yerden açığımı yakaladığında da 50 türlü ayrı saçmalıkla kafa ütüleme potansiyeline sahip sağolsun benim pamuk annem:)

herşeyi internetten bulup sipariş etmek mümkün artık bu zamanda ama baktım da şöyle bir güzel tuhafiye servisi yok mesela fermuardı, ipti , tülbetti vs.. hani, kim alacak diye düşünmeyelim benim gibi iğne iplik vs.. mağduru başka insanlar da vardır mutlaka ya da yoktur ne biliyim öylesine geldi aklıma işte...

şimdi işsiz güçsüz birkaç ay evde geçecek ya, kafayı yemeden bu süreci atlatmak derdindeyim sadece ve daha bu ne ki, siz benden esas bundan sonra ne zihni sinir proceler ve kafa kopartan fikirler duyacaksınız kimbilir:)

ama ahh birde para etseler dimi?

neyse şu tülbent mevzusunu abartıp, tüm yeni doğuracak arkadaşlara salya, sümük bezi imalatına başlarım belki kimbilir...

aldırmayın, saçmalıyorum geçer:)

2 yorum:

funda dedi ki...

geçmiş olsun bak bişeycikleri yokmuş kızların,bu şeker yükleme testini her hamileye yapıyolarmı yoksa şikayeti olanlaramı yapılıyor,bide ben çikolatadan soğudum desem yiyemiyorum:(
alışveriş bende yapmak istiyorum ama daha erken diyerek kendimi frenliyorum :)

Unknown dedi ki...

Şeker yükleme testini her hamileye yapıyorlar 24-26 haftalar arasında çünkü, sende veya ailende şeker hastalığı olmasa dahi, hamilelikte gizli şeker diye bir hastalık çıkabiliyor ve o zaman bebek olması gerekenden fazla büyüyebiliyor ki, bu sağlıklı değil , eğer gizli şeker çıkarsa bir diyet veriliyor ve doğuma kadar o diyetle devam edip dikkat ediyorsun....