18 Mayıs 2007

Bütün kızlar toplanamadık...





Dün akşam Eylül ve Kevebek'le Ortaköy'deydik.
Bebişin gelişini kutlamaktı toplanma sebebi , hoş pek organize olamadık yer vs. açısından ama, bizi dağın başına da koysalar sadece yarım saat sohbet etmek mümkün olsa dahi, sohbetin tadına doyum olmuyor.

Ki, ekipte eksiğimiz vardı.Yiğit ve annesi yoktu mesela ama en kısa sürede hep birlikte toplanabiliriz umarım. Bebişler çoğaldıkça birlikte organize olmak zorlaşıyor:)

Ve Defnoş ve Yasmin bücürlerini de ektik , artık ektik diyorum çünkü, henüz Defnoş olmasa da, Yasmin bir birey olduğunun farkında, sadece annesinin adını telaffuz edince, hemen kendisini de ekliyor.

En son annemlere giderken Eylül'e,
"annem çok sevindi senin de geldiğini duyunca" gibi zalak bir cümle kurdum,
Yasmin hemen,
"benim geldiğimi de söylemedin mi?" demesin mi?
eşşekten düşmüş karpuza döndüm:)binbir özür dileyerek düzelttim dilim döndüğünce de dilim o dakika nereye döneceğini şaşırdı valla:)

Oysa kızlar küçükken sanki, sadece anneleriyle anılırlar ya hani,
sadece annesinin adını söyleyince sanki o kızını da kapsar.
Ya da, belki bizim gözümüzde hep bebiş olduklarından , es geçeriz bu süreci ama, bizimki artık genç kız olma yollarına çıkmış durumda:)
ismini anmadan sohbet edersen hiç şansın yok...
çok da güzel küsüyor benim güzel prensesim:)

küçük prensesimiz Defnoş ise allahtan henüz olayın farkında değil ama, o da dillenmeye başladı yandık yakında:)

Çok keyifli bu bücürlerin büyüme evrelerini izlemek yahuu:)

Ama bazen onların curcunasından uzak , sakin sohbetlere de ihtiyaç var.
Şansımıza hava nefisti, yemek kötünün iyisi denebilir ama, sohbetin lezzeti hepsini kapladığından alınan keyif muhteşemdi...

Eve dönerken düşündüm de ,son 15 senedir acısıyla tatlısıyla bir sürü anı biriktirmiş, neler yaşamışız birlikte...

kevebek'le ilk eve çıkışımız geldi gözümün önüne önce,
cebimizde 3 kuruş para ile tüm dünyaya kafa tutan deli bir cesaretimiz vardı o günlerde ...

hoş hala eksildiğini düşünmüyorum, darda kalınca aşamayacağımız engel yok bence.

Sonra Eylül'le daha yeni tanışmış olmamıza rağmen, o zamanlar hayatımı zindan eden erkek arkadaşı sorunlarını sabaha dek anlatıp, ağladığım ve onun tüm desteğiyle beni teselli ettiği o geceyi hatırladım...

ve sonrasında yaşadığımız evlilikler, ayrılıklar, bebişler, bayramlar, bütün kızlar toplandık günlerimiz, gecelerimiz daha milyonlarca güzellik ve biliyorum ki,
bundan sonrası için de, çok daha güzel ve mutlu günler bizi bekliyor ...

Ben çok zengin bir kadınım, hayatımda çok ama çok sevdiğim ve sevildiğimi bana çok güzel hissettiren böyle güzel dostlarım ve arkadaşlarım olduğu için ...
iyi ki, varsınız canlarım ...
AAAA VAA VUUU

16 Mayıs 2007

Artık anne olmak günü gelmişse zamandan dırınınınınınınımmm:)

Kim derdi ki, ben de bir gün anne olmaya karar verebileceğim yahuu,
hoş hala da tam verebilmiş değilim ama bir yandan da 5 haftalık anne adayıyım...

pek keyifli, pek garip, pek korkunççççççççççççç......

bu saçma sapan sözleri söylerken, çocuğumun kulaklarını kapatıyorum duyup da istenmediğini sanmasın diye, öyle birşey yok çünkü elbette isteniyor, sadece onun annesi hiçbir zaman ne istediğini tam bilemedi hepsi bu ...

hatta bu sebeptendir ki, öğlen yemeği sipariş ederken bile saatlerce karar veremediğinden obez olmuştur ...

ayakkabı alırken, seçemeyip birkaç rengi birden aldığından, sonrasında
" lüzümsuz alınan ayakkabılar evin erkeğinden itina ile nasıl saklanır? " konusunda ihtisas yapmıştır... daha da bir sürü bu tarz saçmalıklar yaptığına defaten tanık olunmuştur... bunları geçelim

saçmalamayı kesip, şu ruh halimle barışık yaşamayı öğrenmem lazım farkındayım ama henüz bende çok küçüğüm yahuu , yani yaş olarak değil de, duyguyla karşılaşıp sindirme bakımından...

henüz gardımı alamadım , bir alsam zaten gözünün üstüne bir tane indirip rahatlıcam ben bu duygunun hepsi bu...

bu vahşet hali de birkaç gündür var , pek hayırlı da değil ya, geçecekmiş regl olamadığımdan atlatamamışım... biran evvel atlatmam da tüm etrafımdakiler ve kendim adına fayda görüyorum aksi takdirde, işyerindeki arkadaşlardan masum bir iş isteyeni dahi, maket bıçağı ile doğrama potansiyeline sahibim özellikle iş arkadaşlarımca biline...

haa bir de tabii ki, sevgili eşim tarafından 23254545 kere bilinmesinde sonsuz fayda görüyorum, çünkü şu ara uçan uçamayan kuşdan , yürüyen karıncadan herşeyden o sorumlu, ve evet sabah ayakkabımın bağının kopmasından da o sorumlu sorumlu kişi o....yakında sorunlu sorumlu da olabilir:) ay manyak anne prototipi

birde herkesi ve herşeyi Çilek görüyorum ama, bu aşerme filan değilmiş...
"seninkisi kocaman bir Çilek şımarıklığı "
dedi işyerimde evvelden doğum yapmış olan bir bilir anne kişi:(
daha aşermem için erkenmiş aman canım çekmiş de olabilir ne varr...

sabah ve akşam üzeri bulantılarını da saymıyordum şimdiye kadar artık saysam fena olmayacak... hele hele akşam üzeri servise binmeden evvel trafiği görmezden gelip, müziğin sesini açtıysam ne ala yoksa, boğaz köprüsünün üzarinden yürüyerek karşıya geçesim var....hamilelik ve panik atak bir arada hiç iyi bir çift oluşturmuyorlar, derhal boşanmaları lazım...

neyse ki, pek uzun dayanamayıp sızıp kalıyorum çünkü artık, Uyku'nun başka evrelerini keşfediyoum ...Büyük harfle yazdım tabii yaranabilmek adına, UYKU'yu bunca zaman nasıl küçümsediysem yuh bana, şu ana dek ettiğim tüm kusurları affettirme gayretindeyim artık...

evvelden gecenin 2-3'ünde yatıp, sabahın 6'sında zıplayarak kalkan ben şimdi, akşam 20-21:00 deyince çoktan sızmış olup, saat 06:00'da kalkabilirsem kendimi şanslı sayıyorum ama ne yazıkki, sabahın köründe taciz edilen bizim yakada oturan şirket çalışanları için aynı şanstan bahsetmek zor:)

"uyuya kalan hamileleri toplama servisi" diye yeni bir servis işletmesi açsa birisi vallahi köşeyi döner benden çok vardır eminim...

Daha çok minik bir bebiş olduğundan herkese söyleme nazar değer düşer dediler, ya da nazar değmez belki ama düşerse ve herkes sorarsa kendini kötü hissedermişsin eminim ki öyledir ama , ben hamile olduğumu anladığım anda bunu tüm evrenle paylaşmak istedim ve sanırım becerdim de, hatta sağır sultan yetmemiş, kulaksız giyo bile duymuş ...kulaksız giyo bizim arnera gezegenindeki ufaklık çok şirindir:)

uydurmuyorum yahuu bunlar benim galaktik kahramanlarım :)

hem annem küçük kardeşim düşsün diye bir ağaçtan atlamadığı kaldı düşmedi...bu bir ölçü değil elbette zaman değişti ve şartlar herşey çok farklı artık ama umalım ki, düşmesin benimle ve henüz baba olma travması yaşayan ve
"şimdi benim hayatımda neler değişecek ki" diye dolanan babasıyla yaşayacağı kimi zaman komik, kimi zaman garip ama, çok çok sevgi dolu hayatını yaşamak için doğabilmeyi başarsın...

hani bir film vardı Julia Roberts 'la Richard Gere oynuyordu, Runaway Bride diye orada nefis bir evlilik teklifi vardı çok beğendiğim, ben onu biraz bebişime uyarladım...

Sevgili bebişim,
Sana güneşin ilk ışıkları kadar kusursuz ve aydınlık bir dünya verebilecek miyim? bilmiyorum ama inan bana denicem...

Sen ağlayıp huysuzluk yaptığında , beni sabahlara kadar uykusuz bıraktığında dahi, seni büyük bir hoşgörü ve sevgiyle sakinleştirip, uyutmak için elimden geleni yapacağımdan hiç şüphen olmasın...
umarım ağlama sebebin uykusuzluktan mosmor olmuş gözaltlarımı ve şiş yüzümü görüp anneni tanıyamamandan kaynaklı değildir...öyleyse uyu da ikimizde güzelleşelim canikom ,aksi takdirde daha tanınmaz hale gelebilirim :(

seni besleyip büyütebilmek için, en güzel ve keyifli yiyecekleri hazırlamak istiyorum elbette ama, bu huzurlu geceler geçirip uyumama izin verdiğin sürece mümkün olacak aksi takdirde, ailece açız haberin olsun ve umarım mamalarının tadı kötüdür, yoksa obez 1 hatta 2 ortağın olabilir adı anne - baba olan:)

Kimi zaman kızıp, elime geçen terliği sana isabet etmeyecek şekilde fırtalabilirim bu seni sevmediğim anlamına gelmiyor sadece, başkaları tarafından fırlatılabilecek daha büyük terliklerden kaçmanı sağlamak için pratik yapmanı istediğimden:)koca bir şaka elbette ama pratik açısından önemli olabilir...:)

Evin büyük çocuğu olan babanla ittifak kurmak suretiyle, oluşturacağın yaramazlık senoryalarında, baba bir dayanağın olduğuna güvenme gafletine düşme sakın, sonrasında uygulanacak cezalarda elimden kurtulmana yardımcı olamayacak... bu yüzden her zaman benim yaramazlık senaryolarımı tercih etmende fayda görüyorum...

Hayatın boyunca vereceğin kararlara saygılı olmak istiyorum ama, sen yine de ilk başlarda alıştıra alıştıra yaşat bu durumları olur mu? Tencere kapağından uçan daire fikrini beğenmememin ve o anki dumur halimin bir açıklaması vardır elbet ... amacım asla senin yaratıcılığını baltalamak değildir şoktayımdır sadece geçer...

En kocaman öptüğün, en sıkı sıkı sarıldığın ben olmalıyım , aksi takdirde başına gelebilecekleri babana sor o anlatsın, kıskançlığımın hışmından nasibini almak istemezsin...

tu bi continyu........

Aman doktorrrr canım cicim doktorrrr derdime bir çare.....

İstanbul, 11 Mayıs Cuma,


Şapşalın Seyir defteri Episode II

Bugün hamileliğimi öğrendiğimin 3.günü bebiş için büyük, benim için henüz çok küçük bir adım hala en zalak halimle bakıyorum dünyaya....

İşyerinden izin alıp doktora gittim, kaç milimetre olduğumuzu öğrendik ki, bu kese ebadımız.Daha bunun içinde yer aldığımız düşünülünce, pek miniğiz ve şu anki kesin olmayan sonuçlara göre 4-5 haftalıkmışız:)ayy kıyamam pek minik ayoll

2 Haziranda kalp atışlarımızı duymaya gideceğiz ama o kalp atışlarını dışarıya duyurabilmek için yaptıkları her neyse bebiş rahatsız oluyormuş, doğru mudur acaba? anlamsız geldi ama, bir bilen anneye ve doktora sormak lazım...

artık,
* X-ray kapılardan geçmem yasak

* sigarayı duyduğum anda bıraktım zaten, nasıl becerdim hala hiçbir fikrim yok.
Ne görev bilinci varmış bende kardeşimmmm , pehh pehh du bakalım ne kadar sürecek?ay şaka yapıyorum tamam tamam sürecek işte aaa gelmeyin üstüme

* bir de, kahvenin içine baileys katıp keyif yapma şeyimis vardı, o da gitti elden hatta, hem kahve hem baileys gitti yasssaakkk :(

* şu 3 ay çok fazla kilo alırsam, doktorum tarafından tepelenme riskim var,bu sebepten dengeli bir beslenme , sağlıklı yiyecekler ,bol süt ürünleri ve sebze vs.den oluşan sıkı bir yeme-içme dersi aldım.

* folik asitimizi , zaten parçalı bulutlu da olsa, 2 aydır içiyorduk, şu andan itibaren düzenli hergün içmemiz gerekiyormuş ...

her işte var bir hayır, geçen 2 ay boyunca şu folik asiti unutarak içmemde de varmış, çünkü geçenlerde bir arkadaşım, kimdi hatırlamıyorum herkes birşey söylüyor bu ara sağolsun bende can kulağıyla dinliyorum ama karışıyor kim olduğu.

" folik asitin yumurta tabakasını sertleştirici etkisi sebebiyle, zaten hamilelik öncesinde aralıklı kullanımı gerekiyordu sen bilmeden yapmışsın" dedi.

he wallaaa, tamamen sarsaklığımdan yani o ara görev bilincim gelişmemişti henüz...

Benim Haşimato diye bir hastalığım var ve bu hastalık yüzünden çalışmayan metabolizmamı tetiklemek için , Doktor takibinde kullandığım ,Zelium diye de bir ilaç vardı.

Neyse yine 2-3 hafta önce ben artık şu ilacı da içmesem diye onu da bıraktım.
Seviyeli olarak tabi , çok seviyeli bir ilaç :P aynen antidepresanlar gibi, öyle küt diye bırakamıyorsun. Önce miligramını düşürüp, sonra gün aşırıya, 2 günde 1 'e filan inip öyle bırakabiliyorsun...

işte bu da işgüdüsel idi biraz çünkü, hamilelikte kullanılmaması lazım ve doktoruma bebek çalışmalarında oldugumu söylediğimde "hamile oldugunu öğrenince hemen bırakırsın" demişti.

uzun lafın kısası demek için çok geç yine çenem düştü ama,
bence bütün kadınlar doğuştan anne zaten, hamilelik öncesi folik asiti içerken sarsaklık filan yaptığım durumlar da var elbet ama, Zelium ilacını bırakışım,geçen haftalarda sigarayı bilmeden az içişim, içki içerken abartmayışım tamam alkolik değiliz ama şarabı görünce şişenin dibinin de görmeden rahat etmeyiz normalde :) yani işte kısacası hamileymişçesine bazı şeylere dikkat etmekteki temel sebep bu içgüdüler belki de....

belki de değil kesinlikle öyle...

ve hamilelik testinin sonucunu gördüğüm anda, kocaman bir dilek diledim.

dedim ki,

Şu an bebeği olsun diye uğraşan ve hatta bu yüzden maddi, manevi çok büyük zorluklarla karşılaşan tüm anne olmak isteyenler, şu an benim gördüğüm bu 2 pempe çizgiyi görüp sevinsinler.... bebek isteyen herkes o andan itibaren bu dileğine ulaşsın.

Ha ama bunu dilerken benim testteki olumlu sonuç 2 pempe çizgiydi ,şekil buydu ama yanlış olmasın ,hani başka testte o 2 çizgi hamile değilsiniz anlamına geliyorsa sayılmaz:)

ANNE OLMASAYDIM EĞER...

Aşağıdaki yazıyı, çok yakında anne olacak olan bir arkadaşım gönderdi şimdi, her kim hazırladıysa, ellerine sağlık pek beğendim ve sizlerle de paylaşmak istedim.Bana gelen mailde yazar yoktu bilen varsa söylesin ekleyivereyim:)


TÜM ANNELERE VE ANNE ADAYLARINA

Anne olmasaydım eğer…


Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.

Tatile gitmek için saatlerce uçtuğum yerden “anni” diyen sesten başka hiçbir güç iki günde beni geri döndüremeyecekti.

Hamileliğim esnasında 80’li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.

O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kağıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.

Kan yapsın diye dana dili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.

Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.

Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.

Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.

Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insan üstü bir uğraşa asla girmeyecektim.

Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.

Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.

Bir çift peynir kokulu ayağın böylesine bağımlısı olamayacaktım.

Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.

Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.

Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.

Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.

Annesinden zorla ayırdılar diye “Uçan Fil Dumbo!” çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.

Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.

Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer biryerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.

Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.

38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.

Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.

Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.

Sen olmasaydın eğer ben asla “anne” olmayacaktım.

Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış.

Sevda the doğmus olan, yeni doğan veya doğacak olan, anneliği karnında değil yüreğinde taşıyan tüm annelerin anneler gününü kutlayan...

Yazarı tarafımızdan artık biliniyor.

www.anneyiz.biz.com annelerinden sevgili Sevda Girgin yazmış bu güzel yazıyı ellerine sağlık diyorum...:)

Hamileyim miyim?Neyim ?Neeeeeeeeeeee?

İSTANBUL, 9 MAYIS ÇARŞAMBA

Günlerdir devam eden koku hengamesi bugün sonuca ulaştı...
Tüm gün şirketteki herkesin ceketinin düğmesine kadar kokusundan mide bulantıları geçiren ben , öğleden sonra dayanamayıp aldığım hamilelik testi sonrası çıkan 2 küçük pembelik sebebiyle nakavt olmuş durumdayım...Acayip bir şok bu yahuu bebek düşer müşer söylentileri varya hani bir bebek düşecekse şu an bu şoktan düşebilir ancak bence , kalbim duracak sandım...

Birde testi yaparken yanıma gelen Tavşan arkadaşım Elo'nun
"ayyyyyyy 2'side pembe ayyyyyyyyyyy"
çığlıkları yüzünden ve tuvaletteki debelenmemizden, o dakika mekandakilerin haberi oldu zaten...

Normal şartlarda, bu tarz şok durumları giriş katına inip, bir sigara tellendirmek suretiyle bertaraf edilirken, artık ne yazık ki, yok öyle bir şansım da kalmadı:( sigarasız bir ben ha ? yol yakınken atın beni denizlere yalan dünya size kalsın..........

kudururum ben ayol, ağzımdan köpükler filan çıkar,
etrafımdakilere yazık...sigarasız ve kahvesiz bir gün , ne 1 günü 9 ay 10 gün ohhhhh suyundan da koy...

Kızlara haber vermem lazım, bu haberi derhal öğrenmeliler.
1o yıldır bu an'ı onlar benden çok beklediler ...hatta ben hala bile onlar kadar heyecanlı değilim muhtemelen,

evet ilk haber Kevebek hanım'a "hadi be kızım süperrrrr ayyyyy çok sevindim......."
kesinlikle benden daha fazla heyecanlandı teyze işte anne yarısı

şimdi Eylül hanım'ı arayalım "ayy neeee aaaaaaaaaayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy " Şişli sokakları inliyor 1 dakikadan fazla çığlık attı, çok tatlılar ya ana kız heyecanları benden kesinlikle daha fazla teyze işte bu da anne yarısı ikisi halleder zaten bana gerek kalmadı....

bir de kanbağı teyzesi var, Öz teyze ona henüz söylemedim yüzüne söyleyesim var çok güzel zalaklaşır benim canım kardeşim pek eğlenirim heh heh:)ohhh o da duyunca haberi zaten "dürüyeminnnn güğümleriiii kalaylı ahhhh kalaylıııı"

ben doğurup kaçsam da, bu şartlarda gözüm arkada kalmaz ki, daha burada yazamayacağım ve bu sebepten beni tepeleyeceklerinden gayet emin olduğum, 50 teyzeyi saymıyorum...

Dayı kıtlığımız var Öz Dayısı dışında başka dayısı varmı? var aslında ama teyzeler daha kalabalık:)babasının arkadaşlarını derhal Dayı sathına çekmemiz lazım, ne AMCA'sı o kendine başka adaylar bulsun hıhhhh...

ve bende kesin bir denyoluk var duyan şakıyarak konuşuyor, bağırıyor ben robot teneke şeklinde, en duygusuz savaş muhabiri:(

Meto'ya söyledim "oiyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy" çığlığının bitmeyeceğini anlayınca teli kapatmak zorunda kaldım
"sen bitir sonra beni ara" yoksa kendimi en duygusuz anne adayı hissedicem"
bööööööö:(

zaten zalaktım abii ben ve bu hayatın içinde algılayamadığım bissürü bişiler vardı, iyice salaklaştım şimdi geçer dimi?

ayyyy ağız dolusu çığlık atasım varrr

ama benden daha zalak olacak birini biliyorum babasıııııııııı:)heh hehhhhhhhh

eve geç gidince merak edip sordu haliyle ,
"nerdesin" diye,
2 pempe çubuğu gösterip,
"bu pembeliklerin babasını arıyordum adres burası çıktı "

şokkkkkkkkkk :)ayyy çok keyifli suratının halini seyretmek ,

"yandıkkk, ne babası , ben ve baba olmak , dur yahu playstationda ne güzel maç yapıyordum daha da bitmemişti, ay bu kadının hamile hali nasıl çekilir? imdatttttttttttttt"

"hadi yaaa ayyy ne güzelll hmmmm canımmmmm benim " saçmalıyor yazık sapıttı
yalancıııııı kesin aklından geçen cümlelerin uzunluğu Çin Seddi'ni geçmiştir...

playstation'ına dönüp maçı tamamlamasına hiç bozulmadım nasılsa kaybedecek, kafası uçtu ama, bitirsin hadi bakalım...baba bir babalık maçı başlıyorrr haberi yok daha:P keh kehhhhhhh

ve bu ilgisizliklerin faturası yıllar içersinde defaten burnundan fitil&fitil itina ile getirilecektir canım kocacım hiççççç merak etme.

ama hakkını yememek lazım sevindi çocuk,algılayamadı henüz o da benim gibi, hepsi bu...


Ayyyyyyy çok acayip bir duygu bu çokkkkkkkk hamileyim yahuuuu.........
10 yıl boyunca çocuk yapma , soranlara "hayır böyle bir dünyaya çocuk mu getirilir?" vs.. tarzı 5678 demeç verene ben söylediğim tüm sözleri yutmuş bulunuyorum ve en az sizler kadar inanamıyorum.....

15 Mayıs 2007

Bİ HABER

İSTANBUL, 03 ARALIK 2006

Bİ MEKAN

ÇORBA & EKMEK -CİHANGİR


Cihangirdeki eski Sarımsak Çorba & Ekmek olmuş...

Time-Out'un Kasım sayısından haberdar olunan mekana dün gidilebildi...

Bildiğimiz, süzme Mercimek, terbiyeli İşkembe çorbası dışında, dünya mutfağından da Borç çorbası, Soğan çorbası gibi seçenekler var...

Otlu yoğurtlu çorbası ve soğanlı ekmeği nefis, çorba dışında alternatifler de var, her ne kadar, bir kase çorba 5-8 ytl civarında olsa da, fiyatlar kaliteyle eşdeğer nitelikte, tadına baktığınız anda kaliteden ödün verilmediğini anlıyorsunuz ve porsiyonlar oldukça doyurucu ve bolkepçe...

Bu lezzetli ziyaretin sonunda, mekanın sahibi olan Güneş hanım'la yapılan sohbet esnasında içilen Sütlü Türk Kahvesi ise, nostaljik ve çocukluk yıllarında annelerimizin hazırladıklarıyla eşdeğer kalitede...

Ellerinize sağlık Güneş hanım :)
ve sıcacık çorbalarınızla içimizi ısıtacak olan bu güzel mekanınız, keşke sabah işe giderken de, uğrayıp bir çorba içip güne başlayabileceğimiz yakınlıkta olsaymış.

Güler yüzlü samimi servisinizi, lezzetli çorbalarınızı, ekmeklerinizi, yemeklerinizi herşeyinizle birlikte, Maslak'a taşımanın bir yolu var mıdır? :)

Çorba & Ekmek Havyar Sk. No:34/A Cihangir ,Tel: 0212-2937656 sabah 04:00' e kadar açık.




Bİ BOTANİK CENNETİ

CEM BOTANİK

Evinize değişik ve güzel bir çiçek ya da arkadaşlarınıza farklı bir hediye almak için ulaşmanız gereken en kapsamlı adres CEM BOTANİK.

Beykoz'da 3 bin metrekare kapalı, 20 bin metrekare açık alanda hizmet veren Cem Botanik de, Cam fanus içinde satılan Terranium çiçekleri, dekoratif görünümü ve güzellikleri ile göz kamaştırıyor.

Türkiye'de ve dünyada kurduğu bitki oteli ve hastanesiyle bir ilke imza atan ve 30 yıllık geçmişi olan CEM BOTANİK, öncelikle bir peyzaj firması, bunun dışında sağlığını yitiren bitkiler için, gerektiğinde ambulansla evinizden alınarak müdahale edilen, bir bitki hastanesi ve tatile çıkacağiniz zaman, çok sevdiğiniz ev arkadaşlarınızı emin ellere teslim edebilmeniz için düşünülmüş Bitki Otelleri mevcut.

Evinizdeki bitkilerin bakımı hakkında bilgi almak veya cam fanus içinde satılan Terranium'larla tanışmak isteyenler için internet adresi, www.cembotanik.com